Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
10. Sınıf Felsefe Bilim ve Kültür Yayınları

10. Sınıf Felsefe Ders Kitabı Cevapları Bilim ve Kültür Yayınları Sayfa 88

“10. Sınıf Felsefe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 88 Bilim ve Kültür Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Felsefe Ders Kitabı Cevapları Bilim ve Kültür Yayınları Sayfa 88

Jean Paul Sartre (1905-1980) varoluşçu felsefenin önemli bir temsilcisidir. Sartre, önceden belirlenmiş belirli bir insan doğası olduğunu kabul etmez. Ona göre insanlar bu dünyaya atılmışlardır. Bu dünyaya atılmış yapayalnız insan, özü de önceden belirlenmediğinden özgürlüğe mahkûmdur. Her insan kendisini, özünü belirler. Özgür olmak durumundan uzaklaşamayan insan, kendi değerler dünyasını inşa eder. Sartre genel bir ahlakın olduğunu kabul etmez.

Evrensel ahlak yasasının olduğunu savunan filozoflar herkes için geçerli olan, kimseye göre değişmeyen, tüm insanların davranışları için temel olan ahlaki yasalar olduğunu kabul ederler. Bu tür ahlaki yasaları kabul edenlerin düşünceleri ikiye ayrılmaktadır. Bunlar, sübjektif ve objektif kriterlere göre belirlenmiş evrensel ahlak yasalardır. Sübjektif (öznel) kriterlerin olduğunu kabul edenler, evrensel ahlak yasasının sezgi, haz, sempati gibi öznel kriterlere göre belirlendiğini iddia ederler. Bu düşünceyi savunanlara örnek olarak Jeremy Bentham (Ceremi Bentım), John Stuart Mili ve Henri Bergson verilebilir. Jeremy Bentham, insanın davranışlarını yönlendiren temel iki unsur olduğunu ileri sürer. Bunlardan ilki hazdır, diğeri ise acıdır.

İnsanlar hazlarının peşinden giderken acıdan kaçınırlar. Haz insanlara mutluluk sağlar. İnsanların faydalarına göre davrandıklarını iddia eden filozofa göre, faydanın ne olduğu insanın aldığı hazza göre belirlenir. Bentham, diğer hazcı düşünürlerden iki noktada ayrılır. Öncelikle, ahlakı bir bilim olarak ortaya koyar. Haz hesaplaması yapmaya çalışır ve hazzı sadece birey için değil, genel için bir değer olarak belirler. O, ilkesel olarak çok sayıdaki insanın en çok faydasının sağlanması gerektiğini düşünür. Böylece insanlar en çok hazza yani faydaya ulaşırlar. John Stuart Miİİ ise Bentham’ın görüşlerinden faydalanarak kendi düşünce sistemini oluşturur. O, mutluluğa ulaşmanın yolunun fayda olduğunu ileri sürer. Bireyin mutluluğu, toplumun mutluluğunun sağlanmasıyla mümkün olur. Ona göre insanlar sempati yetisine sahiptirler. İnsanların diğer insanlarla ve toplumla ilişkisi akıl ve sempati aracılığıyla kurulur. Bireyin mutluluğu elde etmesi için toplumsal mutluluğun sağlanması gerekir. Evrensel ahlak yasası herkesin faydasına olandır. Henri Bergson, açık ve kapalı toplum ayrımı yapar. Zekânın oluşturduğu ahlak, kapalı toplumda görülen ahlaktır. Burada, durağan, yasaklayıcı bir ahlak egemendir. Sezgiye dayalı oluşan ahlak ise açık toplumda egemendir. Bu ahlak sevgi ve özgürlükle ilerler. Burada sezgi aracılığıyla ahlaka ve bilgiye ulaşılır. Evrensel ahlak yasası sezgiye göre oluşur.

Evrensel ahlak yasasının objektif (nesnel) kriterlere göre belirlendiğini kabul edenler, evrensel ahlak yasasının insana bağlı olmadan, herkes için genelgeçer ve uyulması gereken yasalar olduğunu düşünürler. Bu düşünürlere örnek olarak Sokrates, Platon, Farabi, Spinoza ve Kant verilebilir. Sokrates ahlaklı bir yaşamın mümkün olduğu ve bunun gerçekleştirilmesinin bilgiyle mümkün olduğunu düşünür. Ona göre kimse bilerek kötü bir davranışta bulunmaz. Erdemin bilgisini elde eden kişi, buna göre davranır. Erdeme göre davranan kişi de mutluluğu elde eder. Platon, varlık anlayışıyla bağlantılı olarak ahlak teorisini şekillendirir. Ona göre duyularla bilebildiğimiz görünüşler, gölgeler dünyasıdır. Gerçek olan dünya ise idealar âlemidir. İdealar âlemi değişmeyen, bir olan, kalıcı, sürekli bir yapıya sahiptir. İdealar âlemini akılla bilmek mümkündür. Ona göre ahlaka ulaşmak, iyi ideasına uygun davranmakla mümkün olur. Bir davranışın iyi olup olmadığı, iyi ideasına uygunluğu ile belirlenir. Gölgeler âlemine göre ahlaki davranışlarda bulunmak yanıltıcı olacaktır. Ahlak anlayışında mutluluğun elde edilmesinin amaç olduğunu söyleyen Platon için gölgeler âleminin sağladığı mutluluklar geçicidir. İyi ideasının sağladığı mutluluk ise sürekli ve kalıcıdır.

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır. 

10. Sınıf Bilim ve Kültür Yayınları Felsefe Ders Kitabı Sayfa 88 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
1
clap
0
happy
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!