Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
10. Sınıf Tarih Meb Yayınları

10. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 61

“10. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevapları Sayfa 61 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 61

Balkanlarda merkeziyetçi bir devlet kurmaya çalışan ve bu siyaseti aşama aşama gerçekleştiren Osmanlılar, çevresindeki devlet ve hanedanlıkları önce himayesine daha sonra da doğrudan egemenliğine almıştır. Doğrudan doğruya kendi yönetimleri altına alınan topraklarda Osmanlılar, yerli senyör ailelerinin çoğunu eski feodal topraklarında tımar sahibi olarak bırakmış, bunun için onlara dinlerini değiştirme koşulu getirmemişlerdir. XVI. yüzyıla kadar Rumeli’de pek çok tımar sahibi Hristiyan’dır. Halk ve yerli aristokrasi yeni bir hanedan olarak Osmanlı hanedanını tanımaktan ve onun hizmetine girmekten başka bir şey yapmamıştır (Görsel 2.9).

Metin Analizi

Aşağıdaki metni okuyarak soruyu cevaplayınız.

İşgal mi, İhya mı?
Osmanlı Devleti, bir yeri fethe girişmeden önce üç kez teslim çağrısında bulunurdu. Öneri kabul edilirse şehirlere amanname veya ahitname ile güvenceler tanırlardı. Osmanlı Beyliği, Bilecik, Yarhisar, İnegöl, Yenişehir alındıktan sonra buradaki halka köylerinde kalabileceklerini söylemiş hatta Osmanlı’dan korkup kaçanların tekrar köylerine dönebileceklerini de bildirmiştir.
Latinlerin IV. Haçlı Seferi sırasında İstanbul ve çevresindeki yağmalara, tekfurların halka kötü muamelesine şahit olan halk, Osmanlıların yaptığı farklı muameleyi ilk etapta anlamlandıramamıştır. Osmanlı idaresindeki rahat ortamı duyan başka Hristiyan köylerden de Bilecik, Yarhisar, İnegöl, Yenişehir gibi yerleşim yerlerine daha sonra gelenler olmuştur. Osmanlılar, Geyve’nin Fethi’nde halka emin ellerde olduklarını bildirip kendilerine zarar verilmeyeceğine dair söz vermişlerdir.
Rumlar, İslamiyet’in zimmet hukuku dairesinde Hristiyanları korumasını ve Ortodoks rahiplerine ayrıcalıklar tanımasını Osmanlı egemenliğinin hızla yayılış sırrı olarak açıklamıştır. İslam devletinin egemenliğini kabul eden gayrimüslimler, zimmi haklarını kazanmıştır. Osmanlılar, İslam geleneği içinde ehl-i kitaba hoşgörü ile davranmayı hukuki bir mecburiyet kabul etmişlerdir. Osmanlı hukuku açısından zimmiler, Osmanlı Devleti’ne hukuki ve siyasî bir bağla bağlıdırlar. Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren ana politikası, gayrimüslim tebaayı İslam hukukunun zimmet ve eman kurumları çerçevesinde yönetmek olmuştur. Onların can ve mal güvenliğini sağlamak ve dinî hayatlarını serbestçe yaşamalarını temin etmek devlet için dinî bir borç kabul edilmiştir.

Osmanlı fetih politikası uygulamalarının insan hakları açısından önemi hakkında neler söyleyebilirsiniz? Yazınız.

  • Cevap: Osmanlı fetih politikasının insan hakları açısından önemi, farklı dinlere ve etnik gruplara hoşgörü ve koruma sağlamasıdır. Osmanlı Devleti, fethettiği bölgelerdeki yerel halka güvenceler sunarak onların can güvenliğini ve dinî özgürlüklerini korumuştur. İslam geleneği içindeki zimmi statüsü, gayrimüslim tebaanın haklarını ve ayrıcalıklarını garanti altına almıştır. Bu politika, Osmanlı İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü dönemde farklı inanç ve kültürlere sahip insanların bir arada yaşamasına ve çeşitli toplulukların Osmanlı topraklarında yer bulmasına imkân tanımıştır.

10. Sınıf Meb Yayınları Tarih Ders Kitabı Sayfa 61 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
1
clap
0
happy
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!