Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Düşler Yayıncılık

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Düşler Yayıncılık Sayfa 148

“10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 148 Düşler Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Düşler Yayınları Sayfa 148

— Bunlar da kim? diye sordu.
Öbürü kulağına eğildi:
— … Mebusu Necip Bey, haremi, hemşiresi ve annesi!
Bunların gözlerinde insanlara ve eşyaya karşı tahkir edici bir bakış vardı. Kadınların en genci ayağını kunduralarının içinde bile yere basmaktan iğreniyor gibiydi. Her adımda bir kere durup etraflarına bakınıyorlar ve dudaklarını büküyorlardı; içlerinden biri, taşlığı geçerek merdivenlerden çıkarken:
— Aman burası ne bakımsız, ne pis! dedi.
Hasan Ağa az kaldı, bir şey söyleyecek, kaba bir harekette bulunacaktı; kendini güç zaptetti. Yukarıdaki sofaya çıkılınca, Mebus Bey yanındaki kadınlara evin yapılışı hakkında bir uzun konferans vermeye başladı:
— Bu tereddiye uğramış bir nevi tarzı mimarîdir, diyordu. O kadar ki, menşelerini bile bulmak kabil olamıyor. Eski ecdadımız bütün taş binalarda otururlarmış; Tanzimat devrinden sonra bir ahşap ev, ahşap konak modası başlamış. Şu çerçevesi birer parmak ayrılmış koca koca pencerelere bakınız, bunlar neyi ifade ediyor; hangi ihtiyaç, hangi lüzum üzerine yapılmıştır?
Necip Bey böyle bir hayli söylendikten sonra kendisi önde, kadınlar arkada Naim Efendinin odasına yönelen koridora doğru yürüdüler. Kadınlardan biri dedi ki:
— Ne soğuk, ne kasvetli ev!
Naim Efendi, yatağı içinde evvelâ ayak seslerini, sonra bu sözü işitti; yüreği hopladı, kendi kendine:
— Yine kiracılar, yine kiracılar… Kim bilir… Ve sözünü tamamlayamadı; şimdi günde birkaç defa tutan o müziç hıçkırık birdenbire boğazından yakalamıştı. Dışarıda bu hıçkırığı duyanlardan birisi:
— A, aman, nedir o! Bu ses de nereden geliyor? dedi.
Bir diğeri ilâve etti:
— Tıpkı birisini boğazlıyormuş gibi…
Kadınlardan en genci ürkerek geri geri çekildi:
— Anne, anne, o kapıya yaklaşma. Mutlaka ölen oradadır.
Naim Efendi bu sözlerin hepsini işitiyordu. Cenan Kalfayı çağırıp kapıyı içinden kilitlemek istedi, fakat sesi çıkmıyordu, birkaç defa elini birbirine vurdu, geçme kapı ile ayrılmış bir odada daima emrine amade duran ihtiyar kalfa, ya bulunduğu yerde uyumuş kalmış, ya başka bir yere çıkıp gitmişti. Naim Efendi, bin zahmetle yerinden kalktı, yatağının kenarlarına, karyolasının demirlerine tutunarak kapıya doğru yürümeye çalıştı; fakat tam bu sırada kapı açıldı, birçok başlar bir anda içeriye uzandı. Naim Efendi beyaz pike takkesi, beyaz entarisiyle boylu boyuna ayakta duruyordu. Kadınlar hep bir ağızdan bir çığlık kopardılar; kapıyı açmalarıyla kapamaları bir oldu; şimdi koridordan şu sesler duyuluyordu:
— Üstüme iyilik sağlık, bir mevta, kefeni içinde dimdik ayakta duruyor.
— Ayol, ne diyorsun, mevta değil, tıpkı mezardan çıkmış bir kadit…
— Evet, sanki bir kadife beyaz bir entari giydirmişler.
— Lâkin, ben gördüm, kımıldıyordu; kımıldıyordu, vallahi kımıldıyordu.
Naim Efendi, can evinden vurulmuş bir halde, yatağına atıldı. Evet, o, bu terbiyesiz ve izansız kadınların, bu çığlıklarla birbirlerine anlattıkları gibiydi. Hâlâ kımıldanışı, hâlâ ses çıkarışı, bakışı,

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır. 

10. Sınıf Düşler Yayıncılık Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 148 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!