Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 345

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 345 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 345

Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

Kuyucaklı Yusuf

(…)
Yusuf’un mahalledeki diğer bir arkadaşı da Alanyalı Rüştü Efendi’nin oğlu Kâzım idi. Bunların evlerinin bahçeleri çok büyük olduğu için, çocuklar ekseriya burada oynarlardı. Burasının tercihinde, bahçede pek bol bulunan meyve ağaçlarının da tesiri vardı. Hele kocaman bir ekşi karadut ağacı bir mıknatıs gibi mahallenin çocuklarını çekerdi. Sırf bu dutun hatırı için Kâzım ile ahbap olanlar vardı. Akşam serinliğinde ihtiyar ağacın dalları, irili ufaklı çocuklarla dolar, geniş ve yeşil yaprakların arasından kâh aşağı doğru sallanan bir bacak, kâh başka bir dala uzanmaya çalışan bir kol görünürdü. Ağaçtan inenlerin elleri, yüzleri ve gömlekleri koyu vişneçürüğü lekelerle donanır, hepsi ellerinde bir avuç dut yaprağı, bunlarla uğuşturarak lekelerini çıkarmak için tulumbanın başına koşarlardı.

Hem mektebe giden hem de babasının manifaturacı dükkânında yardım eden Kâzım, içlerinde yaşça en büyükleri ve en hesaplıları idi. Hiçbir şeyi anafora kaptırmaz ve evinde yenilen dutun acısını, cumaları yapılan gezintilere hiçbir şey götürmeyip diğerlerinden geçinerek çıkarırdı.
Bu cuma gezintileri de mahalledeki çocukların pek mühim eğlencelerinden biri idi. Daha perşembeden helva filan yaptırılır, cuma günü de fırına kâğıt kebabı veya güveç verilir yahut çiğ et alınarak kırda pişirilirdi. Aşçılıkta en mahirleri Şube Reisinin oğlu Vasfi idi. Bu çocuğu, biraz yılışık ve korkak olduğu için pek aralarına almak istemezlerdi. Bilhassa mektep arkadaşları müzevirliğinden şikâyetçi idiler. Fakat maskaralık ederek herkesi güldürdüğü için tahammül edilirdi. Bu da Kâzım gibi, fakat hiçbir şey mukabili olmayarak diğerlerinin sırtından geçinirdi.

(…)
Bu cuma gezintilerine, çok kere her evde bulunan kuzular da beraber götürülür, onlar bol otlu bir yerde yayılırlarken çocukların bir kısmı yemek hazırlamak, ateş yakmak, bir kısmı da arkta yıkanmakla meşgul olurlardı. Bu kafileyi akşamüzeri yorgun argın, kuzuların ipine sarılan bir demet ot omuzlarda, uzun ve taze kesilmiş değnekler elde kasabaya giderken görmek ömür olurdu.
(…)

Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf

Kelime Dağarcığı
anafora kaptırmak: Başkasının emeksiz ve karşılıksız olarak yararlanmasına sebep olmak. ark: İçinden su akıtmak için toprak kazılarak yapılan açık oluk, arık, dren, karık. ekseriya: Genellikle. mukabil: Bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan. müzevirlik: Arabozanlık.

1. Bireylerin millî ve manevi değerleri kazanmasında yaşadıkları çevrenin etkisi hakkında düşüncelerinizi yazınız.

  • Cevap: Millî ve manevi değerlerimizi içinde doğup büyüdüğümüz toplumun, grupların, kurumların, akran çevremizin ve bütün bu sosyal ortamları kuşatan tarihsel bağlamın içinde öğreniriz. Bir başka deyişle neyin doğru, iyi, güzel, hoş, önemli, gerekli veya istenir olduğu ile ilişkili inançlarımızı başkalarıyla etkileşimlerimiz sırasında ediniriz. Bireyler, içinde bulundukları sosyal ortamlarda kabul görmek için millî ve manevi değerlere dikkat etmek durumundadırlar.

11. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 345 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!