Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 513

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 513 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 513

Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

Füreya’nın Çini Cenneti

Var olan, kişiliği olandır.

İznik’in çinileri, Bursa’nın Yeşil Cami’si, İstanbul’un Eyüpsultan’ı, Sultanahmed’i, Süleymaniye’si, Edirne’nin Selimiye’si, Yahyalı’nın kilimi, Sivas’ın çorabı, Antep’in oyası, Kastamonu’nun çam bardağı, Yu- nus’u, Pir Sultan Abdal’ı, Dadal’ı, Karacaoğlan’ı, Said Orhan’ı var olandır. Dünya üstünde yepyeni, terü- taze, alışılmamış, hayran eden bambaşka dünyalar. Sanatçı budur işte. Yeşil, kırmızı, al, billur alı, sarı, en güzel kanarya sarısı. Pare pare dökülen ılık bir gün ışığı. Deryanın tuzlu mevsimi. Çimen yeşili. Yeşilin pırıl pırılı, en tazesi. Cam gibi. Sarı toz. Gökte sarı tozların dönmesi. Ak bulut. Dünyada insanoğlu, kocaman açılmış gözlerle bakmada.
Olgunlaşma Enstitüsünün odası karanlık geldi bana. Karanlık değildir belki de. Ama ben öyle gördüm. Olgunlaşmada başka sergiler de görmüştüm, o zaman karanlık gelmemişti. Füreya Kılıç, sergisini meydanlarda, büyük aydınlık meydanlarda, şehrin kalabalığını alacak bir açıklıkta göstermeliydi. Öylesi yakışık alırdı. İnsan çinileri görünce şaşırıyor. Çarpılıyor. İznik’inkilere, Yeşil Cami’ninkilere benzemiyor. Hiçbirine benzemiyor. Azıcık kilimi andırıyor. Kilime de benzemiyor. Başka bir havası var. Alışılmamış. Başka bir tadı var. Kendine has bir dünyası var. Bir belalı dünya. Kişilik dedikleri.
Çiniden geliyor. Eski çiniden. Başka yere yol alıyor. İşte böyle kişilik. Yani eskileri taklit etseydi, yani maviyi daha güzel mavi, kırmızıyı daha kırmızı, sarıyı daha güzel sarı yapsaydı, eskiden daha güzel olsaydı, belki daha güzel olurdu. Ama hapı yutmuştu. Öteki çinilerin kişiliği içinde erimiş olurdu. Asıl olan Füreya Kılıç’ınkilerdir.
“Yaşayacaksın. Nefes almak gibi, su içmek gibi, gülmek, konuşmak, görmek gibi bir şey olacak. Böyle- sine hayatına karışacak sanat. Sanatçının hayatına karıştığı gibi, halkın hayatına karışacak. Bizimkiler iyi yapmışlar. Sanatı yaşayışlarına karıştırmışlar. Halkınsa sanat, zaten yaşayışından çıkmış. Şu çoraba nakışların en güzeli vurulmuş, giymek içindir. O kadar. Güzelliği hayattadır. Şu kilim sedire serilmek içindir. Nakışlı sofra vardır, üstünde yemek yerler Anadolu’da. Camiler çinilerle bezenmiştir. Selçuk’tan bu yana durur. Çini tabaklar, küçük küçük çini eşyalar ile doldurmuştur ortalığı bir zaman. İstiyorum ki yaptığım çini tabakta, en fakir ev yemek yesin. Benim çinilerim herkesin olsun. Yaptığım masa her evde bulunsun. Yaptığımız masalar yahut da. Bir ocak yapmalıyım çiniden. Güzel bir merdiven başı. Kahve fincanlarım olsun bütün kahvelerde. Zengin fakir, iyi kötü bütün evlerde. Genç ihtiyar bütün ellerde. Sanatı müzelerde hapsetmek yok. O sanat ölü sanattır. Çağımıza yakışmaz. Eski Yunanlar, sanatı hayatlarına karıştırmışlar. O üniformalı müzelerde gördüğümüz Yunan çanağı… Güzelim testi su koymak, güzelim tas su içmek içindi. Heykeller meydanı doldurmuştu. Ortada hoş bir olay var, çağımıza yakışan. Çağımızın sanatçıları hayata karıştırmak istiyorlar sanatlarını. Mutlu bir gidişi var. Sanatlarını halk yığınlarına ulaştırmak istiyorlar. Picasso başta. Bir arkadaş geçenlerde İsviçre’den geldi. Orada bir ressam Klee (Kılay) var. İsviçre’de dokunan bütün kumaşlarda bu yıl Klee’nın motifleri varmış. Mimarlığa sokmak ne iyi çiniyi. Mimarlık deyince büyük büyük anıtlar gelmesin akla. Küçük işler olsa yeter. Bir köşeciğe bir pano. İstanbul’da fabrikaya gitmiştim. Kumaş yapıyor. ‘Motiflerini kim yapıyor?’ diye sordum. ‘Ressamlarımız var.’ dediler. ‘Bunları onlar mı yapar?’ dedim. ‘Avrupa’dan gelenleri kopya ederler.’ dediler. Bizim motiflerimizi koymaya cesaret edemiyorlar. Yazık oluyor. Tutunur hâlbuki.”

Nasıl başladığı, ne zaman başladığı meraka değer. Onu sormak istedim. “Ne zaman?”
“On yedi yaşıma kadar müzikle uğraştım. Virtüöz olacaktım.” “Sonra?”
“Sonra İsviçre’de sanatoryumda başladım bu işe.”

  • Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.

11. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 513 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!