24 Kasım Öğretmenler Günü Şiirleri
ÖĞRETMEN
Köy sessizliğinde bilgiler tohumu,
Açar Mustafa Kemal şafaklarına,
Göksu sesinde zaman türküsü,
Örer yaşamayı sevgi peteğinden.
Büyür ahlat kollarında yayla yelleri,
Yurt bahçesinin ülkü bahçıvanları,
Dağ gülleri köy öğretmenleri.
Bir ak yapı kekikli yamaçlarda,
Cıvıl cıvıl çiğdem kokan çocuklar,
Kimi güneş yanığı, kimi harman kavlağı,
Bir böcek, sakin adımlarında zaman yürüyor.
Okul kapısında Hüseyin Öğretmen,
Şakıyan yapraklarda sabah güneşi,
Hey elleri öpülesi yurt arıları,
Toprağın yüreği köy öğretmenleri.
Eğilip baktım akasya dallarından,
Kalkınan köy benim köyümdür.
Sonsuz göğünde özgürlüğün
Açan çiçek benim köyümdür.
Bir çift turna uçar gelir yayladan,
Uygarlık habercisi barış kuşları.
Yeşerir alnında yurt söğütleri,
Ulus emeğinden, ulus sevgisinden bir anıt,
Bozkır ermişi köy öğretmenleri.
Mehmet Güner DEMİRAY
******
GEÇEN YIL
Ben öğretmendim bıldır bu zaman
Koruluğun içindeki o köyceğizde
Mevsim gene sonbahardı
Dağ başları duman duman
Geceleri gemilerin şavkı karşı denizde
İçimde gene bu denli sevda vardı
Gün sonu patikalar boyunca
Çıkar Harmantepe’ye otururdum
Şöyle bakardım etrafıma
Yeni sürülmüş anızlara, uzanıp giden dağlara
Sanki bir gariplik içindeydi yurdum
Çocuklar geçerdi üstümden sulaklara doğru
Gitgide derinleşir akşamlar
Durmadan kulakların çınlardı
Alıp düşüncemizi ölümlere götüren
Rüzgârda gene bu soğuk sesleniş vardı
O küçük çocuklardı bütün tesellim
Geleceğin ışığında pırıl pırıl gözleri
16 Meliha, Sarı Süleyman, Kerim
Hâlâ, ılık hatıralarımda
Işıklı gözlerinizde kalan günlerim.
Necdet KONUK
******
GÜNAYDIN ÇOCUKLAR
“Bozkırda, iivez ağacı altında
Ali Turan ‘ııı düşleri… ”
Yaprakları sarıya çalan üvez ağacı
Düşlüyor altında
Ali Turan
Bir savaşçı olarak
Karanlığa karşı en güzel savaşı.
Gelecek günleri, kadınını
Bir okuldaki yaşantısını.
Günaydın deriz çocuklara
Bir güz vakti
Bağbozumlarından ve harmanlardan
Kekik tepelerinden inen çocuklara
Tiftik keçileriyle birlikte.
Açarız küçük pencereyi
Okul bir kerpiç damdan
Önünde bir kuyu vardır
-Ve tozlu bir iğde ağacı-
Açarız küçük pencereyi
Gelir yanık yanık
Köylerin, ekinlerin
Peşkirlerin ve otların kokusu
Uzak Sakarya Savaşından.
Günaydın çocuklar!
Başlayalım dersimize!
Dersimiz: Bağımsızlık Savaşı
Gökyüzüne kaçamak
Söğüt dalı sapanından taş atarak
Gözlerini kuşlarla salan
Engin maviliğe, Ishak
Söyle oğlum Sakarya savaşını.
“Yirmi üç Ağustos-on üç Eylül
Bin dokuz yüz yirmi bir…
Karşımızda düşman çoğidi
Cephanemiz silahımız yoğidi
Mustafa Kemal Paşa geçti başa
………………………………………….
En iyisi almalı götürmeli bu çocukları
Bir bir gezdirmeli tepelerde.
Şu tepede öldü emmi oğlun
Şurada susuzluğun
Kuzularını suvardık su başında.
Şu top söğüt
Gölgesine imrendiğimiz
Dinlenemeden geçtik
Uzun bir yürüyüşte.
Şu kaya,
Bir merminin hayın kurşunundan kurtardı
Biçerli Satılmış’ın başını.
Şu yaban ördekleri
Kalkarlar korkuyla sazaktan
Her top ateşinde.
………………………………………….
Ceyhun Atuf KANSU