300 Metrelik Dev Büyük Beyaz Piramit’in Arkasında Çözülmeyi Bekleyen Sır Nedir

“Çıplak arazi içinde büyük bir piramit duruyordu. Onun çok eski olduğunu tahmin ettim. Onu kim inşa etti? Neden inşa edildi? İçinde ne var?” Bu sözler Amerikalı pilot James Gaussman’a ait. Tanık olduğu şey karşısında sorulması gereken soruları haklı olarak bir çırpıda arka arkaya sıralamıştı genç pilot. 300 metrelik bu dev yapıyı kimler inşa etmişti?

İçinde binlerce yıldır çok değerli bir şeyi ya da birilerini mi saklıyordu? Çin’in Xian kentinin 100 kilometre güney doğusu dünyanın en büyük gizemlerinden birini barındırıyor: “Büyük Beyaz Piramit” Bu devasa yapı çevresinde bulunan 16 piramitten oluşan bir kompleksin en büyüğüdür. Bu sıra dışı yapı Mısır’daki Büyük Piramit’in tam iki kaü yüksekliğindedir, yani 300 metre. Beyaz Piramit’le ilk tanışan kişi olarak tarihe geçen Gaussman, II. Dünya Savaşı sırasında Hindistan’dan Chungking’e uçakla malzeme taşımakla görevlendirilmiş bir askerdi. Çin’e yapüğı sefer sırasında kullandığı küçük nakliye uçağının motorlarından biri arızalanınca Amerikalı pilot alçalmaya karar verdi.

Ve daha alçak bir irtifaya inen pilot, olağan dışı bir manzara ile karşılaştı. Aşağıda kristal mücevher gibi parıldayan devasa bir piramit duruyordu. Arazinin dağlık olması nedeniyle çok dikkaüi davranıyordu Gaussman. Uçağa bir tur attırıp, yan yanaydı.

Şimdi altında dümdüz bir vadi uzanmaktaydı. Ve piramidin görüntüsü sanki daha da netleşmişti. Amerikalı pilot birazdan rapor edeceği tanıklığını heyecan ve şaşkınlık içinde izlemeye koyuldu. Beyaz Piramit’in o günden bu yana incelenememiş olması insanlık tarihi adına büyük bir şanssızlıktır. Ne yazık ki Çinli yetkililer keşiften kısa bir süre sonra o bölgeyi yasak bölge ilan etmişlerdir. Peki, ama neden?

Çinliler neyi öğrenmemizi istemiyor olabilirler ki? Yoksa Türk bilim adamı Kazım Mirşa’nın belirttiği gibi Beyaz Piramit, Mısır’daki benzerlerinden çok önce, Ön- Türkler tarafından mı inşa edilmişti? Beyaz Piramittin Kayıp kıta Mu ve onun kolonisi olduğu var sayılan Atlantis ile bir ilişkisi var mıydı? Öncelikle Beyaz Piramittin bulunduğu bölgeyi  tarihî konumuyla

değerlendirmemiz gerekiyor. Beyaz Piramit’in bulunduğu bölge tipik bir Uygur bölgesiydi. Çin efsaneleri 17.000 yrl önceki büyük bir uygarlığın takipçisinin Uygurlar olduğundan söz ederler. Çinlilerin sözünü ettiği ve Uygurların takipçisi olduğu bu gizemli büyük uygarlık Mu uygarlığı mıdır acaba?

Kastedilen bu gizemli büyük uygarlığın, Ön-Türklerden şimdiki zamanımıza kadar uzanan bir bağının olup olmadığı konusu yıllardır araşürılmaktadır. Beyaz Piramit’in 1957 yılında çekilen ilk fotoğrafı Life dergisinde yayınlandığı zaman, dünyanın ilgisini bir anda üzerinde toplamış, ama çok geçmeden bu keşif adeta ört bas edilmişti.

İnsanın aklına ister istemez neden bu kadar korkulduğu sorusu geliyor. Büyük Beyaz Piramit’in varlığı; kimleri, neden bu kadar ürkütmekte ya da tedirgin etmektedir? Tarihçileri mi, evrimcileri mi, gizli bilimcileri mi, yoksa hepsini birden mi tedirgin etmekte Beyaz Piramit? Uzun yıllardan sonra Beyaz Piramit ile ilgili son fotoğraflar 1994 yılında Şensi bölgesinde araştırma gezisi yapan Alman bilim adamı Hartwig Hausdof’dan gelmiştir. Yetkililer ona kendi özel koleksiyonundan ayırdığı birkaç fotoğrafı halkla paylaşmasına izin vermiştir.

Bugün Çin hükümetinin bilerek gizlemeye gayret gösterdiği bu eşsiz alanda ağaçlandırma ve toprakla doldurma faaliyetlerinin hızla devam ettiği bildiriliyor. Hatta bölgeye girip, gizlice fotoğraf çekenlerin fotoğraf karelerinden görüldüğü üzere; piramitlerin şaşkınlık veren ölçülerinin daha alışıldık görülmesi için tepe noktalarının bilinçli olarak tıraşlandığı ve piramitlerin boylarının bilinçli bir şekilde kısaltıldığı gözlemlenmiştir.

Acaba bazıları tarihî gerçeklere bilerek sırtlarım dönmeyi mi tercih ediyorlar? Oysa uygarlık tarihimizde ne olup bittiğini inceleyen bilim adamlarının belki her zamankinden daha fazla tarafsızlığa ve korkusuzca araştırmalar yapmalarına gereksinim duyduğumuz bir dönemdeyiz, hatta bilimsel bir katılığa saplanıp kalmadan, en küçük bilgi kırmülarımn ve efsanelerin bile bize yol gösterebileceğini kabul etmemiz gerekebilir.

Çin efsanelerinden biri olan “Beş Kral” efsanesinde Çin’de beş yarı mitolojik kralın hüküm sürdüğü bir dönemden bahsedilir. Tarih M.Ö 2500- 2800 civarıdır. Bu dönem tam anlamıyla bir altın çağ, her türlü zenginliğin ve ihtişamın herkeste var olabildiği bir uygarlık dönemidir. Ama akabinde öyle bir zaman yaşanmaya başlanır ki, tüm yazılı bilgiler, gizli bilimler, kadim medeniyetlerin uygarlık izlerini taşıyan eserler, felsefî ve edebî kitaplar yok edilmeye, yakılmaya kalkışılır. Kraliyet kütüphanelerindeki en kıymetli eserler bile acımasızca yok edilir. Ama bazı rahipler ve geleceğe gerçeği aktarmak isteyen bilgeler kaçırabildikleri kimi metinleri, el yazmaları ve değerli kitapları mağaralara ya da dağların zirvelerindeki tapmaklara taşıyarak saklarlar. Onları çok az kişiyle paylaşırlar.

Sadece bilgi denen değerli gücü insanlık yararına kullanacak olanlara kapılarını açarlar. Yakılmaktan son anda kurtarılan bu bilgi tomarlarının her birinde insanlığın ortak hikayesinin/’Ana vatan Mu” kıtasında başladığı yazılıdır.Atlantis bu kıtanın en büyük kolonilerinden biridir ve Mu kıtası AÜantis ile aynı kaderi paylaşüğmda, yani sulara gömüldüğünde bu kıtalardan kurtulanlar; gelişkin bir medeniyet olan kendi uygarlık kayıtlarını Mısır, Çin ve Güney Amerika uygarlıklarını kurmak için kullanırlar.

İşte efsanenin anlattığına göre, bugün insanlık hâlâ o kadim bilgelik zamanlarının izlerine rastladığında, onları uygarlık tarihinin neresine koyacağını bilememektedir. Dünyadaki diğer benzerleri gibi Büyük Beyaz Piramit de şüphesiz göksel olanla ilgili kozmik bir hikâyenin günümüze kadar gelmiş ve çözülmeyi bekleyen gizemli bir parçasıdır.