Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
Dil ve Anlatım Kazanım Kavrama TestleriE-Kurs

8. Sınıf Türkçe Kazanım ve Kavrama Testi 11 Soruları ve Cevapları Çöz

8. Sınıf Türkçe Kazanım ve Kavrama Testi 11 Soruları ve Cevapları Çöz

Okumaya yöneldiğimiz zaman, özellikle farklı insanların

hayatına, kendimize ve dünyaya dair bilgilerimizi ve

kavrayışımızı geliştirici hikâyeleri seçeriz. Bilim insanlarının

bizlere sunduğu eserleri ise bilimsel gerçekleri

öğrenmek için değil, bu gerçeklerin günlük yaşantımıza

etkisini anlamak için okuruz. Evren, gezegenimizin

geçmişi, uzayda yaşam olasılığı gibi günlük yaşantımızla

ilgili olmayan ama çok merak edilen konular bize

ilgi çekici gelirken uzmanlar dışındaki kişilerin anlayamadığı

geniş kapsamlı, soyut konular pek fazla ilgimizi

çekmez.

1) Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?

A) Uzmanlık gerektiren ayrıntılı metinler, okurlar tarafından daha az tercih edilir.

B) Okuyucu, bilimsel bilgilerin hayata etkisini öğrenmek ister.

C) Bilimsel bir yazı okuyan her okurun ilk amacı bilimsel gerçekleri öğrenmektir.

D) Günlük hayatla doğrudan ilgisi olmayan bazı metinler okuyucuya ilgi çekici gelebilir.

 

1996 yılı, UNESCO tarafından ‘‘Dünya Kahkaha Yılı’’

ilan edildi. ‘‘Dünya Kahkaha Yılı’’nın kahramanı ise

Nasrettin Hoca’ydı. Nasrettin Hoca’nın namı ülke sınırlarını

aşmış, bütün dünyaya yayılmış olmasına rağmen

Türk çocuk kitaplarında kendisine yeterince yer ayrılmadığını

söyleyebiliriz. Nasrettin Hoca fıkralarının ‘‘100

Temel Eser’’ kapsamına dâhil edilmiş olması, Nasrettin

Hoca fıkralarından oluşan kitapların basılması, üniversitelerin

onunla ilgili çalışmalar yapması Nasrettin

Hoca’ya vefa anlamında yeterli değildir.

2) Bu parçadan Nasrettin Hoca’yla ilgili aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Sadece Türkiye’de değil, dünyada da tanınan biridir.

B) Fıkralarıyla ilgili son yıllarda yapılan çalışmalar dünyanın ilgisini çekmiştir.

C) UNESCO tarafından “kahkaha” kelimesi ile ilişkilendirilmiştir.

D) Türkiye’deki çocuk kitaplarında gerektiği kadar yer bulamamıştır.

 

Yazar kendi içine dönen, içindeki gizli kişiyi keşfeden

ve bu sayede kelimelerle yeni bir âlem kuran kişidir.

Ben, boş sayfaya kelimeleri yavaş yavaş yazarak masamda

oturdukça kendime yeni bir âlem kurduğumu,

kendi içimdeki bir başka insanı, tıpkı bir köprüyü ya

da bir kubbeyi taş taş kuran biri gibi ortaya çıkardığımı

hissederim.

3) Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yazarların özelliklerinden biri değildir?

A) Sözcüklerle yeni bir dünya oluşturmaları

B) Yoruma açık eserler yazmaları

C) Yazarken iç dünyalarına yönelmeleri

D) İçlerindeki farklı kişiliği ortaya çıkarmaları

 

Babamın çantasını açıp yazılarını okumaktan korkuyordum

çünkü benim yaşadığım sıkıntıları onun

yaşamadığını, yalnızlığı değil, kalabalıklara karışmayı

tercih ettiğini biliyordum. İyi bir yazarda bu özellikler

olmamalıydı bana göre. Ama bu düşünceler benim hayat

ve yazarlık deneyimimden çıkardığım ön yargılarım

da olabilirdi. Kalabalığın, aile hayatının içinde ve mutlu

cıvıltılar arasında yazmış pek çok parlak yazar da

vardı. Belki de bunu düşünerek okumalıydım babamın

yazılarını.

4) Bu sözleri söyleyen yazarla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Kendisini babasından üstün gördüğü

B) Babası gibi kalabalıkta yaşamayı sevdiği

C) Kendisini eleştirmekten çekindiği

D) Babasının yazılarını okuma konusunda tereddüt yaşadığı

 

Fıkraların en temel özelliği anlatımının akıcı olmasıdır.

Öğüt verme ve öğretme, fıkranın diğer önemli özellikleridir.

Fıkralar bir yönüyle kısa öyküleri andırır ve keskin

bir zekâ ürünüdür. Yaşanmışlığın ve hayat tecrübesinin

aktarıldığı fıkralarda anlam zenginliği ve içsel bir derinlik

vardır. Fıkralarda doğrudan öğüt verilmez; güldürülür,

düşündürülür ve merak uyandırılır.

5) Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi fıkralarınözelliklerinden biri değildir?

A) Nasihat verme amacı taşıması

B) Toplum sorunlarını ortaya koyması

C) Kolay anlaşılır olması

D) Düşündürücü ve merak uyandırıcı olması

 

Her çocuk aslında doğuştan bir bilim insanıdır.

Yaşadığı çevreye büyük bir merakla ve keşfetme arzusuyla

bakar. İlk adımlar, ilk sözcükler, ilk sorular

evreni anlamaya çalışan bu kâşifin ilk serüvenidir. Bir

çocuğun gözünden baktığınızda evrenin ne kadar

muhteşem ve bilinmezliklerle dolu olduğunu anlarsınız.

Hepimiz dünyaya bir zamanlar aynı gözlerle baktık.

Yıldızların ne kadar uzak, okyanusların ne kadar derin

olduğunu ve uzak dünyalarda bizim gibi canlılar olup

olmadığını düşündük. Büyüyünce kimimiz soru sormayı

bıraktık, kimimiz ise içimizdeki meraklı çocuğu hiç

kaybetmedik.

6) Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) İnsanlar merak duygularını ömürleri boyunca yitirmezler.

B) Her insan, çocukluk çağında bilinmezliklere karşı ilgi duyar.

C) Dünyaya gelen her çocuk, evrene karşı aynı merak sürecinden geçer.

D) Bütün çocuklar, çevrelerini sorgulayarak anlamaya çalışır

 

Bambular daha çok tropikal bölgelerde yetişen çiçekli

bitkilerdir. Bazı türleri çok çabuk büyür. Öyle ki günde

bir metre kadar uzayanları vardır. Bambuların uzunlukları

türlerine bağlı olarak 10 cm ile 50 metre arasında

değişebilir. Bu bitkiler yıllarca büyüyüp geliştikten sonra

çiçek açar. Dev panda, kızıl panda, bambu lemuru,

dağ gorili gibi birçok hayvan bambuyla beslenir. Hafif,

dayanıklı ve esnek bir malzeme olduğu için birçok yapı

ve eşyada bambu kullanılmaktadır.

7) Bu parçada bambularla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Ne zaman çiçek açtığına

B) Bazı hayvanların besin kaynağı olduğuna

C) Nasıl yetiştirildiğine

D) Nerelerde kullanıldığına

 

‘‘Yüzük oyunu’’nda uzun bir ipe yüzük geçirilir, ipin iki

ucu birbirine bağlanır. Oyuncular çember oluşturur ve

ipi iki elleriyle birden tutar. Ebe, çemberin ortasında

durur ve gözlerini kapatır. Bu sırada oyunculardan

biri yüzüğü elinin içinde saklar. Ebe gözlerini açar.

Oyuncular, ebeye göstermeden yüzüğü elden ele geçirirler.

Bu sırada ‘‘Yüzük yüzük neredesin? Acaba hangi

eldesin? Eğer bulamazsan ebesin, ebesin.’’ diye tekerleme

söylerler. Ebe, yüzüğün kimde olduğunu bulmaya

çalışır. Bulursa yüzüğü saklayan oyuncu, ebe olur.

Bulamazsa oyun, ebe değişmeden devam eder.

8) Bu parçada ‘‘yüzük oyunu’’yla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Kaç kişiyle oynandığına

B) Oyuncuların diziliş şekline

C) Oyunda kullanılan malzemelere

D) Ebe olacak oyuncunun nasıl belirlendiğine

 

Erteleme, zor ya da istenmeyen işlerden kaçmak

amacıyla sergilenen bir davranıştır ve hemen hemen

herkesin yaşadığı bir durumdur. Belirli işleri ‘‘sonra’’

yapmaya karar veriyorsunuz, ‘‘sonra” geldiğinde ise bir

başka ‘‘sonra’’ya geçiyorsunuz. Bu böyle sürüp gidiyor.

Ancak her erteleme kararının size verdiği anlık rahatlıkların

ardından büyük bir sıkıntı kendini gösteriyor. Ne

yazık ki en sonunda erteleyebileceğiniz bir “sonra”nız

kalmıyor. İşte o zaman bir telaş ve korkuyla işe başlıyorsunuz.

9) Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Pek çok insan, yapması gereken işleri zorluğundan dolayı erteler.

B) Erteleme, kısa süreli rahatlama sağlayan bir kaçamaktır.

C) Ertelenen işler, en son aşamada kaygıya sebep olur.

D) Erteleme, başarıya ulaşma yolunda en büyük engeldir__

Test 11  1. C   2. B   3. B   4. D   5. B   6. A   7. C   8.A   9. D

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!