Absürt Tiyatronun Genel Özellikleri
Absürt Tiyatronun Genel Özellikleri
Absürt Tiyatronun Genel Özellikleri Maddeler Halinde
Absürt Tiyatronun Temsilcileri
Absürt/Uyumsuz/Saçma/Us Dışı Tiyatro Hakkında Bilgi
Absürt tiyatro; sanayileşme, kentleşme, manevi unsurların yerini maddenin alması, iletişimin kopma noktasına gelmesi çerçevesinde oluşan kaos ortamında yaşamaya çalışan insanın doğadan koparılarak atıldığı/içine düştüğü uyumsuzluğu ve hayata/çevresine yabancılaşmasını, yalnızlaşmasını, hiçleşmesini bilhassa İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra korku, güvensizlik, endişe ile dolu yaşamın akla aykırılığını esas alan, bilinen bütün sanatsal uyumları bozmaya dayalı, Albert Camus’nun Le Myhte de Sisyphe adlı eserinde insanın temelde saçma ve amaçtan yoksun olduğu görüşüne katılan, Dadaizm, sürrealzim gibi çağdaş sanat akımlarından etkilenen yazarların geliştirdiği tiyatro anlayışıdır.
Varoluşçu felsefenin etkilerinin açıkça görüldüğü absürt tiyatro anlayışında çizilen karamsar tabloda insana uyumsuz ve amaçsız yaşamda bir düzen kurulamadığı, bireye aklın değil ilkel güdülerin egemen olduğu gösterilerek “yapıntı düzenlemelerle avunmaktan vazgeçip” saçmanın bilincine varması gerektiği vurgulanır. “İletişimsizlik, yabancılaşma, korku ve uyumsuzluk son aşamasmda in- sansızlaşma” ile sonuçlanır. (Şener, 1991: 353, 355)
Absürt tiyatronun öncüsü Ionesco günlüğünde “Çok çeşitli insanlar var şu dünyada: Sorunlarına cevap bulamayanlar, nereden gelip nereye gittiklerini akıllarının ucundan bile geçirmeyenler. Kendilerine hiçbir soru yöneltmeden hayatın tadını çıkarıp belki ne olduğunu bile merak etmedikleri birtakım hazır kalıplarla yetinip avunanlar. Cevaplarını bulmuş olanlar. Ve nihayet bir yığm bilinmezin yükü altında ezilmiş, bomboş ellerle ortalıkta kalakalanlar var. Bir cevap bulmak için de iyice geciktim. Ne diye geldim bu âleme ben? Hiçbir şey anladığım yok.” (Ionesco, 1999: 63) diyerek bir bakıma absürt tiyatroda sergilenen insan tipini gözler önüne serer.
Absürt tiyatroda kara mizaha ve groteske ait unsurlara yer verilir. Psikolojik motifler, şaşırtıcı, tuhaf olaylar/durumlar, korku uyandıran sahneler tabiatlarının dışmda amaçlar için kullanılır. “Söz gelimi, aslında komik olan bir sahne, son derece ciddi bir teatrallik taşır ya da -tam tersi- dramatik bir sahne, esprilerle çarpıklaştırılır. Dolayısıyla komik olana dayalı bir grotesk bir sahnenin neden olduğu gülme -Onaran’m sözleriyle- “rahatlatıcı bir gülme değildir, sıkışmışlığın” (Onaran, 2007: 4) dışavurumudur. Çünkü olağanla sıra dışı, kederliyle komik, yüceyle bayağı gibi karşıt uçlan, karikatürleştirilmiş bir sahnede/anekdotta bir araya getirme, bunlann ardındaki insani durumların acılığım çok daha çarpıcı bir şekilde somutlaştırır.” (Sazyek, 2013: 1248)
Absürt tiyatroda verilmek istenen mesaj ya da ileri sürülen tez örtülüdür/ açıkça ifade edilmez, seyircinin yorumuna bırakılır. İnsanlar arası iletişimin mümkün olmadığını belirtmek için dilin yapısı bozulur, parçalanır, dil oyunlan- na; sembollere, maskaralığa vb. öğelere başvurulur. Mutsuz ve umutsuz kahramanlar, durumu değiştirmekten aciz, pasif anti-kahramanlardır. Olaylar arasında bağ kurmak yerine ilgisiz olaylan çarpıcı şekilde sergilemek esastır.
Absürt tiyatronun ilk örnekleri Eugene Ionescu’nun Kel Şarkıcı, Samuel Backett’in Godot’yu Beklerken adlı eserleridir. Türk edebiyatmda ilk örnek ise Güngör Dilmen’in Canlı Maymun Lokantası’dır.