Akif Türküsünün Hikayesi Sözleri Notaları
Akif Türküsünün Hikayesi Sözleri Notaları
Akif Türküsünün Hikayesi
Bu türkü de çok eski ve fakat güfte ve bestesi itibariyle Harput ve dolaylarında önem kazanmış ve aradan yarım asrı aşan bir zaman geçtiği halde unutulmamış, manalı ve aynı zamanda çok hazin bir Harput türküsüdür. 1880 tarihinde Elazığ’ı vilayet merkezi P.T.T,’sinde muhabere memuru, 1887’de Harput’da yine muhabere memuru ve l892’de ise Harput posta telgraf müdürü olan, yakışıklı, merd ve herkes tarafından sevilen ve sayılan Akif namında bir zat varmış, kendisi Hüseyinik’te otururmuş… Sabahları saray yoluyla Harput’a çıkar, akşamları da Kala’nın alt tarafındaki Deliktaş yolundan Hüseynik’e inermiş…Harput’un en şen zamanlan… Akif, bir rivayete göre de uçan hovarda, bir yığın dostları arasında gece gündüz eğlence Alemlerinde yaşar, tozar cinsinden hovarda.. bir sürü de sevdalısı var. Bizim rahmetli telgrafçı Lütfü de bu müdürün zamanında P-T.T.’ye yeni intisap etmişti. İşte Akif, böyle ferih fahur yaşarken hiç de beklenmedik bir zamanda, Hüseyinik’den şehre çıkarken yolda bir kalp kriziyle ölüp gidiyor. Ölüm hadisesi memleketin her köşesinde duyulunca bütün bir şehir halkı ve hele sevgilileri arkasından göz yaşları dökmüşler, haftalar ve aylarca matem tutmuşlardır. İşte tam bu sıralarda Harput’un meçhul şair ve bestekarları arasında çok defa hüviyeti bilinen Saçlızade Hacı Vehbi, aşağıda örneği yazılı türküyü güfte ve bestesiyle hayata geçirmiştir. Güftesi ne kadar manalı ise, bestesi de o nisbette hazin olan bu türkü, aradan yetmiş yıl geçtiği halde Harputlunun,dilinde ve gönlündedir.
Akif Türküsünün Sözleri
Lütfü gelsin telgrafın başına
Bir tel versin Musul’da kardaşıma
Bu gençlikte neler geldi başıma
**************
Yazık oldu yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana kastı ne
**************
Telgrafın direkleri sayılmaz
Ati hanım baygın düşmüş ayılmaz
Böyle canlar teneşire koyulmaz
**************
Yazık oldu yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana kastı ne