Bal Tutan Parmağını Yalar Atasözünün Hikayesi ve Anlamı
Bal Tutan Parmağını Yalar Atasözü
Anlamı:
İnsanlara çeşitli menfaatler sağlayan işlerin başında bulunanlar, bu menfaatlerden herkesten önce kendileri faydalanırlar .
Hikayesi:
Köylünün biri, güz gelince kovanda anlamım yiyeceği kadar bal bırakmış, kalanını tenekeye doldurarak satmak üzere kasabaya götürmüş. E halis muhlis arı balı tabii, müşterisi eksik olur mu? Bir bakkal balı görüp hepsine talip olmuş hemen. Pazarlık yapıp orta yolu bulmuşlar. Bakkal balı tartmak için alıp dükkânma götürmüş. Teraziye ince bir kağıt sermiş. Kollarım sıvamış, ileklerine kadar elini tenekeye sokup balın peteğini parça parça çıkarıp kağıdın üzerine koymaya başlamış.
Tabii bu arada bileklerinden, parmaklarından ballar süzülüyormuş. Her seferinde de son damlasına kadar ellerindeki balı yalıyor, sonra başka bir parçasını koymak için elini yine bala daldırıyormuş. Köylü bir durmuş, iki durmuş, daha fazla duramamış, “Yahu bakkal efendi” demiş, “bu nasıl bal tartmak böyle? Yarısını zaten yalaya yalaya bitirdin. Böyle iş mi yapılır?”
Bakkal kaşlarım çatmış, “Ee kardeş” demiş, “bal tutan, parmağmı yalar!” İşte böyle, ellerinde başkalarının yararlanacağı nimet olanlar, önce nalıncı keseri gibi işi kendilerine yontar, herkesten önce kendileri yararlanırlar.