Ben Ne İdim Ne Olmuşam Türküsünün Hikayesi Sözleri Notaları
Ben Ne İdim Ne Olmuşam Türküsünün Hikayesi Sözleri Notaları
Ben Ne İdim Ne Olmuşam Türküsünün Hikayesi
Yöresi: Şanlıurfa
Yoksul düşüp, sevdiklerinden ayrı kalan bir Urfalınm hazin öyküsüdür.
Yıl 1969 Abdulkadir Algın Ankara da Üniversite son sınıfta okumaktadır. O yıl şubat tatilinde İstanbul’da kundura imalatçısı olan bir akrabasına Mehmet Usta’ya misafir olur. Mehmet Usta, hemşehrisiyle birlikte küçük bir dükkanda kundura imalatçılığı yapmaktadır. Dükkanda öğle yemeklerim birlikte yerlerken, dükkan komşuları Ali Usta da gelir. Allah ne verdiyse hep birlikte şen şakrak yemeklerini yerler. Yemekten sonra çaylarım yudumlarken memleket özlemi ile Mehmet Usta, elini kulağına atar gurbet ve yoksulluk üzerine bir türkü söylemeye başlar. Yanık türkünün nağmeleri orada bulunanları alır nereden nereye götürür. Herkesi bir efkar basar. Biraz önceki şen şakrak hallerinden bir eser kalmaz. Ali Ustanın duvara yaslanmış gizli gizli ağladığını görürüler. Herkesin moreli bozulur. “Hepimiz gurbete çalışmaya geldik, ağlamanın ne gereği var” diye Ali Ustayı teselli etmeye çakşırlar. Ali Usta “Keşke benimkisi sadece gurbet olsa” diye söze başlayarak hayat hikâyesini anlatmaya başlar.
Hikayeye göre; Ali Usta çok zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Çocukluk yıllarında akranlarına göre her türlü imkana sahiptir. Delikanlılık çağma geldiğinde babasının yanında ticaret yapmaya başlar. Sevdiği kızla nişanlanır, yakında da düğünleri olacaktır. Birden bire her ne olduysa felek çarkını ters döndürmeye başlar. İşler bozulur, faizcinin eline düşer, gün günden kötü gelir ve ailece bütün servetlerini kaybederler. Borçlular hergün kapılarını aşındırmaya başlar, Ali ve ailesi sersefil kalır. Zenginlikten fakirliğe düşen Ali, dayanamaz, ailesini, sevdiği nişanlısını memlekette bırakıp ver elini İstanbul deyip gurbet yollarına düşer. O gün bu gündür bir atölyede kunduracılık yapmaktadır. Kazandığı üç beş kuruşu da geçimleri için ailesine göndermektedir. Borçları yüzünden memleketine de gidememektedir. Ah Usta gözyaşların boğularak hayat hikâyesini anlatırken arada bir kendi kendine” vah..! vah…! ben ne idim ne olmuşam” der. Ali Usta’nın anlattığı hazin öykü ve arada bir söylediği “ben ne idim ne olmuşam” sözleri Abdulkadir hocanın kalbine bıçak gibi saplanır. Bu duygu yoğunluğu içinde hemen orada “Ben ne idim ne olmuşam” türküsünün sözleri ve melodisi Abdulkadir Hocanın gönül pınarlarından akmaya başlar.
Ben Ne İdim Ne Olmuşam Türküsünün Sözleri
Coşkun akan sele döndüm
Sararıp da çöle döndüm
Murazıma eremeden
Yanıp yanıp küle döndüm
****
Kimse bilmez öldüren sen
El aleme güldüren sen
Beni yerden yere çalıp
Çarkı felek döndüren sen
*****
Her gelene olma yakın
Sırrın deme ele sakın
Dost deyipte güvendiğin
Bir gün yıkar evin barkın
Kimse bilmez öldüren sen
*****
El aleme güldüren sen
Beni yerden yere çalıp
Çarkı felek döndüren sen