Cehennemden Gelen Adam Masalı
Cehennemden Gelen Adam Masalı
Bir varmış, bir yokmuş, Allah’tan gayri kimse yokmuş. Bir adamcağız ile karısı ve üç tane kızı varmış. Bayram gelmiş; ekmek yuğuracaklarmış. Suları eksilmiş. Annesi büyük kızına demiş ki:
«Çabuk git, su doldur gel».
Kızcağız suya gider, testiyi çeşmenin altına koyar. Şuraya buraya bakarken oradan geçen bir genci görmüş. Kendi kendine demiş ki:
«Vay, ben bunu alırsam da bir çocuğum olursa, ben de onu suya yollarsam, bu dere onu alırsa, saldırdım oğlum, salmandım oğlum, akar sulara aldırdım oğlum».
Kız ağlamaya başlar. Annesi de o gelmeyince ortanca kıza:
«Çabuk git bakalım, ne oldu kız kardeşine de gelmez» .
Büyük kız ortanca kızı görünce başlar ağlamaya: «Gel teyzesi, göresin. Bir genç geçti buradan, alaydım da bir çocuğum olaydı, onu suya yollayaydım, bu dere onu alaydı; saldırdım oğlum, salmandım oğlum, sulara’ aldırdım oğlum, gel teyzesi göresin».
O da başlamış ağlamaya. O da gelmeyince küçük kızı yollarlar arkalarından. Ablalarının yanına varınca büyük ablası başlar ağlamaya: «Gel teyzesi, göresin. Bir genç geçti buradan, alaydım da bir çocuğum olaydı, onu suya yollayaydım, bu dere onu alaydı; saldırdım oğlum, salmandım oğlum, sulara aldırdım oğlum, gel teyzesi göresin».
Teyzeleri de ağlar, anası da ağlar. Kızların anaları gelir. Büyük kız annesini görünce başlar konuşmaya: «Gel ninesi, göresin. Bir genç geçti buradan, alaydım da bir çocuğum olaydı, onu suya yollayaydım, bu dere de onu alaydı; saldırdım oğlum, salmandım oğlum, sulara aldırdım oğlum, gel ninesi göresin».
Bunların hepsi analı – kızlı ağlamaya başlarlar. Babaları da evde beklemekte… Hamurlar taşıp dökülür, kimseler yok. Adam düşer yola, gelir. Büyük kız başlar:
«Gel dedesi, göresin».
«Ne var be?»
«İşte, buradan bir delikanlı geçti, alaydım da bir çocuğum olaydı, onu suya yollayaydım, bu dere de onu alaydı; saldırdım oğlum, salmandım oğlum, akar sulara aldırdım oğlum, gel dedesi göresin».
«Bunlar hep deli, hup deli» deyip adam evine gider. Yükte hafif, pahada ağır eşyalarını eşeğe yükletir. Alır başını, gider. Kendi kendine de konuşmaya başlar: «bunlardan daha delisini bulamazsam gelip kafalarını keseceğim».
Gide gide karşısına bir çeşme gelir. Oturur oraya; bir iki sokum ekmek yemek ister. Bu sırada yanına bir halayık gelir:
«Böyle nereden gelirsin dayı?»
«Cehennemden gelirim».
«Eee, dur gideyim, hanımıma haber vereyim. Orada ağa mı da gördün mü?»
«Gördüm ya!»
Halayık hanımına haber vermeye gider, bağırarak eve girer:
«Hanımım hanımım … »
«Ne var?»
«Bir adam geldi cehennemden, ağamı görmüş. Bir şeyler verelim de götürsün kendisine».
«Ne verelim?»
Çağırırlar adamı içeriye, heybenin bir gözünü altın ile, bir gözünü de gümüş ile doldururlar. Ayrıca efendiye selam da yollarlar. Adam alır heybeyi, çıkar dışarı. Biraz ileri gider, durur. Kadının biri kapısından seslenir:
«Ne var dayı?»
«Yoruldum da dinleniyorum»
«Ramazan».
«Ooo, benim adam sana neler sakladı, göresin».
«Ne sakladı?»
«Birçok eşyalar, yiyecekler sakladı sana».
Açar kapıyı kadın, adam içeri girer. Pirinçleri, şekerleri, yağları hep alıp gider. Kocası bunları saklarken «Ramazan’a saklarım, Ramazan gelecek» dermiş. Kadın da gelenin o Ramazan olduğunu sanmış.
Adam evinin yolunu tutar: «Bizimkilerden daha delisini buldum, yanlarına gideyim».
Evine varır, karısını, çocuklarını güzel güzel çağırır. Onlar geçinmekte olsunlar, ben de bıraktım geldim.