Dagonlar Sirius’un Varlığını Nasıl Bilebildiler

Dagonlar Sirius’un Varlığını Nasıl Bildiler

Batı Afrika ülkesi olan Mali’nin güneyinde bir kabilede yaşayanlar ileri astronomi bilgilerine sahipler. Çiftçilik yapan ve mağaralarda yaşayan bu insanlar oldukça fakirler. Ama onlar atalarının hem suda hem karada yaşayabilen amfibik canlılar olduklarını iddia ediyorlar. Bu kadarla kalsalar iyi, Dogonlar ataları olduğunu iddia ettikleri bu amfibik canlıların Sirius yıldız sisteminden dünyamıza gelmiş olduklarım söylüyorlar.

Bu kabilenin mitolojileri ve astronomi bilgileri ve her şeyden önemlisi tüm dikkaüeri Sirius yıldız sistemi üzerinedir. Kozmosla ilgili bilgileri Sirius ile sınırlı olmayan Dogonlar, dünyamızda ilk kez Galileo tarafından gözlemlenen Jüpiter’in dört uydusunu ve Satürn’ün yalmzca teleskopla görülebilen halkalarım yıllardır biliyor olmalarıdır. “İlkel” olmalarına rağmen dünyadan epeyce uzakta bulunan bir yıldız sistemi hakkında bu kadar çok şey bilmeleri ilginçtir.

Ama onlar bunu basitçe açıkl ayı verirler, Si-rius’tan gelenler onlara bilgelik ve bilgi bahşetmişlerdir. Peki, nasıl oluyor da Dogonlar gibi ilkel görünüşlü, fakir ve eğitimden yoksun bir Afrika kabilesi bilimsel bir iddiada bulunabiliyorlar. Dahası Sirius yıldız sistemleri ile ilgili ileri bir astronomi bilgisine dünya bilimi henüz sahip değilken, onların sahip oldukları bu göksel bilgiler bir hayli düşündürücü değil mi?

1950’li yıllarda Fransız antropologların Dogonlar üzerinde yaptığı araştırmalarda, Dogon din adamlarının Po adını verdikleri bilinmeyen bir yıldızdan önemle bahsettikleri ortaya çıktı. Ağır bir maddeden oluşan bu yıldızın, Sirius yıldızının etrafında oval bir dönüşü olduğunu ve bunu 50 yılda bir gerçekleştirdiğini söylüyorlardı. Dogonlarm sözünü ettiği Sirius B 1862 bilimsel olarak keşfedildi.

Yıldızın fotoğraflanması ise 1970 yılında gerçekleştirilebildi. Gerçekten de son derece ağır olan ve bir metre küpü 20 bin tona ulaşan bu yıldızın yörüngesi de aynen Dogonlarm tarif ettiği gibi çıktı. Kendi hâlindeki bu kabile insanları daha keşfedilmeden önce Satürn’ün halkalarını ve Jüpiter’in dört uydusunun hakkında da detaylı bilgilere sahiptiler.

Peki ama nasıl? Onlar bu sorunun yanıtını dünyayı ziyaret eden Siriuslu amfibik atalar, diyerek gayet doğal bir şekilde veriyorlar. Acaba bizim bu yamüarı doğal olarak karşılamamız mümkün olacak mı? Dogonlarm kendilerine kulak verenlere hâlâ astronomik bilgiler aktardığı biliniyor. Dogonlar şimdi de Sirius’un yörüngesinde ve ona 90 derecelik bir açıyla hareket eden ikinci bir yıldızın varlığından söz etmekteler. Onlar için bu yeni yıldız dişil bir sembol ve doğurganlığı, yaratıcılığı ve yenilenmeyi ifade ediyor.

“Emmeya” adını verdikleri ve anlamı “kadınların güneşi” olan bu yıldız henüz bilimin fark etmediği bir yıldız. Şüphesiz Dogonlarm bu yeni iddialarının bilimsel bir keşfe kapı açıp açmayacağı merak konusu. Şayet bu yeni yıldızın varlığı da Sirius’un varlığı gibi ispat edilirse, Dogonlar sadece Fransız antropologların ilgi odağı olmaktan çıkıp bütün dünyanın dikkatini üzerlerine çekebilirler.