Dolma Yutmak Deyiminin Anlamı ve Hikayesi
Dolma Yutmak Deyiminin Anlamı, Hikayesi, Öyküsü, Açıklaması Kısaca
Kızıldeniz Osmanlı’nın mülkü iken, vazife icabı İstanbul’dan oraya giden bir geminin kaptanı tayfalara kesin emir vermiş:
“Tayfaların denize girmesi zinhar yasaktır. Giren olursa, bir hafta yük ambarına tıkarım, sade suya talim ettiririm.”
Bu sebeple bayıltıcı sıcaklar altında sefer eden geminin tayfaları, şöyle bir serinlemek için denize giremezler, kızgın güneşin altında kavrulur dururlarmış.
Bir gün içlerinden biri:
“Nedir ulan bu! Güneş içimi kavurdu, derim köseleye, saçım sakalım postekiye döndü” diyerek kendini suya atıvermiş.
Tayfa, bir yandan sırt üstü, sırt altı yüzüyor, bir yandan kendisini güverteden iç çeke çeke seyreden arkadaşlarına nispet yaparak:
“Oh aman, içlerim serinledi” diye sulara dalıp dalıp çıkıyormuş. Güvertedeki tayfalardan biri:
“Ulan kavruk! Kaptanımızın emrini bilmiyor musun? Çabuk çık sudan!” diyerek ikaz ededursun, içlerinden biri durumu kaptana yetiştirmiş bile. Güverteye gelen kaptan, esip gürlemiş ve tayfayı sudan çıkartıp yanma getirtmiş.
“Oğlum ben suya girmek yasak diye emretmedim mi?”
“Emrettiniz kaptanım.”
“Niye emrettim haberin var mı?”
“Yok kaptanım.”
“Oğlum bu Kızıldeniz’de yarma gibi köpekbalıkları fınk atıyor. Denize girmeyi yasak ettim ki, onlara yem olmayasınız.”
Tayfa yasağın gerçek nedenini öğrenince yüzünü bir sırıtma basmış.
“İyi de kaptanım beni köpekbalıkları yiyemez ki!” “Nedenmiş o?”
“Ben şerbetliyim.”
“Oğlum, bu köpekbalığı şerbetten ne anlar!”
Bunun üzerine tayfa üzerindeki keten gömleğini şöyle bir sıyırıp sırtındaki dövmeyi kaptana göstermiş. Dövmede şunlar yazıyormuş:
“Padişahımız Efendimiz sayesinde, Memalik-i Osmaniye’de (Osmanlı Mülkün de) ne bir aç, ne bir çıplak kalmamıştır. Cümle halkımız mutluluk ve rahat içinde yüzmektedir.”
Kaptan yazıyı okuduktan sonra, tayfa yine güle sırıta demiş ki:
“Gördün ya kaptanım. Sen söyle, bu dövmede yazılanları hangi köpekbalığı yutabilir.”
**********
Bu deyim “kanıp aldanmak” mânâsında kullanılan argo bir deyimdir. Buradaki ‘dövme’ zamanla ‘dolma’ şekline dönüşmüştür.