Dünya Bu; Kimi İner, Kimi Çıkar Deyiminin Anlamı ve Hikayesi
Dünya Bu; Kimi İner, Kimi Çıkar Deyiminin Hikayesi, Öyküsü ve Anlamı Kısaca
Bir Ağustos öğlesi, dili damağına yapışmış bir tilkicik, gölgeden gölgeden, yürüye sürüne içecek bir yudum su ararmış. Pek bir yol almış. Kuyruğu düşmüş, ayaklarında derman kalmamış, kendi kendine: “Her halde bize tilki cenneti vacip oldu. Aman ölüyorum..” diye ağlaşırken bir bostan kuyusuna rast gelmiş.
Sevinmiş, şükretmiş. Bakmış kuyunun taş duvarlarının üzerinde sapından çıkrığa bağlı boş bir kova durmakta. Hemen kovanın içine atlayıp kendini kuyudan aşağıya bırakmış. Çıkrık boşalmış. Tilki kova ile birlikte kuyunun serin sularına inmiş. İçmiş serinlemiş. Canı yerine geldiğinde aklı da başına gelmiş.
“Amanın, ben şimdi bu kuyudan nasıl çıkacağım” demiş. Düşünüp taşınırken bir bakmış, eski ahbabı kurt koca kafasını kuyunun ağzına uzatmış kendisine bakıyor.
“Kurnaz tilki ne işin var o kuyunun dibinde” demiş kurt.
“Vay kurdum” diye cevap vermiş tilki. “Sıcaktan bunalmıştım. Buraya indim su içtim, içim ciğerlerim ferahladı. Ah bir bilsen burası ne ömre bedel bir yer. Gel sen de! Orada sıcaktan kavrulma.”
Kurt da pek susadığından, bu daveti yerinde bulmuş.
“Orada gördüğün kovanın içine gir; sonra da at kendini kuyuya” demiş tilki. Kurt, tilkinin dediklerini yapmış. Ama onun kovası aşağıya inerken; tilkinin kovası da yukarıya çıkmaya başlamış. Yarı yolda karşılaşmışlar. Kurt şaşkın ve telâşlı sormuş:
“Ben senin yanma geliyorum sen nereye gidiyorsun?”
Tilki sırıta sırıta:
“Bu dünya böyle be kardeş; kimi ineeeer, kimi çıkaar..” demiş.
***********
Bu deyim, “insan bu dünya hayatında ne ile karşılaşacağını bilemez, bugün yukarılarda olan, yarın aşağılara iner; ya da tam tersi olur” mânâsında kullanılır.