Ercüment Ekrem Talu Papazın Duası Hikayesi
Ercüment Ekrem Talu Papazın Duası Hikayesi
Komisyoncu Artinhan Ervahyan Efendi, oturduğu Samatya’da cömert bir adam olarak tanınmıştı. Babasından on parasız yetim kaldığı halde, hayat mücadelesinde talih kendisine daima yardım etmiş, halk tabiriyle toprak tutsa altın kesilmişti.
Belki bundan dolayı Ervahyan Efendi, kolay kazandığı serveti kimselerden sakınmıyordu. Evi sanki bir Kervan Saray’dı. Her akşam birkaç misafir sofradan eksik olmaz, yardım isteyen her kim olursa olsun boş dönmezdi.
Ervahyan Efendi bu kadar iyi niyeti taktir edenlere :
— Ne olur? derdi, Allahın bir çeşmesidir akıyor. Üç beş damla da başkalarının ağzına düşsün.
Yalnız, zamanla, onun bu felsefesi mahalle sınırını aşarak en uzak semtlerde bile duyuldu. Şunu bunu dolandırarak yaşamaya alışmış ne kadar serseri takımı varsa, birer ikişer Samatya’daki evin kapısını aşındırmaya başladılar… O zamana kadar meçhul kalmış bir takım hısım, akraba ortaya çıktı. Hayır kurumlan namına yardım talebine gelenler, para isteyenler, çocuğunun tahsilini, karısının hastalığını, kaynanasının meydanda kalan cenazesini bahane ederek gelenler hiç eksik olmuyordu.
Bir pazar günü kiliseden döndüğünde, Artinhan Ervahyan Efendi’yi evinde papaz karşıladı.
Komisiyoncu, bu muhterem ziyaretçiyi dini kişiliğiyne uygun bir biçimde ağırladıktan sonra, ziyaretinin nedenini sordu.
Papaz Efendi, makas ve tarak yüzü görmemiş, uzun ve karışık sakalını sağ eliyle yukarıdan aşağı doğru sıvadı. Yapacağı görevin kutsallığını ima eder bir biçimde gözlerini hûşu ile yan kapayarak:
Baron Artin! dedi, yarın rahmetlik peder efendinin mefat olduğu günün senelik devriyesidir. Mafrumun ruhu şad olsun deyi, ister ki kilisyada ayini ruhani edeyim. Masrafı için ne ki göylünden koparsa verirsin.
Artin Efendi bu sözlerden duygulandı. Şu dakika babasını, kendi çocukluğunu hazin hazin anmasına neden olan, aynı zamanda kendisine evlatlık görevini hatırlatan bu muhterem adama karşı duyduğu minneti, bir on lira vererek ifade etti.
Aradan bir ay kadar geçmeden aynı papaz yine geldi.
Mösyö Artin! dedi, peder efendinin mefat olduğu gün yarındır. Olmaya ki unutasm deyi gelip habar edöyürüm.
Ervahyan Efendi, hiç itiraz etmedi. Bilakis yine teşekkür etti ve bir on lira daha sundu.
Yirmi gün sonra papaz efendi yine gelmişti Bu sefer de:
Artin Efendi, dedi, valideyi muhtereminiz Fölik Hamm’ın, geleçek perşembe günü mefat olduğunun tam ikinci yılıdır. Kıyak bir duva etmeliyiz ki torpağmda rahat olsun.
Komisiyoncu buna da memnun oldu ve gereken parayı vermekle beraber, papazın elini de öptü.
Fakat bir zaman sonra herif gelip de yine :
Valideniz mefat oldu ise yarın iki sene oluyor. Bir duva etmeliyiz… der demez…
Artık sabrı tükenen Ervahyan Efendi Papazı sakalından tuttu ve:
Bana bak Papaz Efendi! diye bağırdı. Artık çok oluyorsun! Babam için iki defa gelmiş isen, tınmadım. Derim, olur ki babam iki tanedir. Lâkin anneme gelince, kıyak bilirim ki birdir deyi, ağnadın?