Faruk Nafiz Çamlıbel Metninin Konusunu Ana Fikrini ve Yardımcı Fikirlerini Yazınız
Faruk Nafiz Çamlıbel Metninin Konusunu Ana Fikrini ve Yardımcı Fikirlerini Yazınız
Faruk Nafiz Çamlıbel Metninin Konusu
Şair Faruk Nafiz Çamlıbel
Faruk Nafiz Çamlıbel Metninin Ana Fikri
Güzel sanatların, şiirin, ne kadar etkili olabileceği.
Faruk Nafiz Çamlıbel Metninin Yardımcı Fikirleri
Bir şiirin ne kadar etkileyici olabileceği.
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL
Türk edebiyatında “hecenin beş şairinden” birisi olarak bilinen değerli şairimiz Faruk Nafiz Çamlı- bel denilince aklımıza ilk gelen, hiç kuşkusuz ki onun olağanüstü güzel “Han Duvarları” adlı şiiridir. Bu şiiri bu denli başarılı yapan, bir o denli güzel olan dili ve o dilin sadeliğidir.
Bu şiir, çok uzundur. Yüz kırk satırdan oluşan “Han Duvarları”, başından sonuna dek temposunu hiç kaybetmeyen, şiirin içerisinde şiire yer veren, Anadolu insanının yaşam koşullarını ve çekmekte olduğu çileyi, doğa koşullarını da içine alarak anlatan, Anadolu insanı ile ilgili bugüne değin yazılmış şiirlerin en güzellerinden birisidir. Şairimizin uzun yıllar Anadolu’da yaşamış olması, koşulları ilk elden görebilmesi ve insanımızı yerinde, onunla birlikte incelemiş olabilmesi, çok büyük bir sanat gücü ile de birleşince karşımıza “Han Duvarları” gibi kuşaktan kuşağa geçecek ve her dönemde zevkle okunacak bir edebiyat klasiği çıkmıştır.
“Han Duvarları” şiiri 1922 yılında yazılmış, çok beğenilmiş ve Faruk Nafiz’i çok ünlü yapmıştır.
Bu şiirin ne kadar etkili olduğuna, Faruk Nafiz gibi Anadolu’yu çok iyi tanıyan romancımız Reşat Nuri Güntekin de tanık olmuş ve “Anadolu Notları” adlı yapıtında da çok güzel yer vermiştir.
Güntekin, Niğde-Kayseri arası yolculuktadır. Yanında oturan Niğdeli, camdan, kentin eteklerinde, iyi seçilemeyen bir noktayı gösterir ve Reşat Nuri’ye “Aaa… Bak! Faruk Nafiz’in hanı…” der. Kıyafetinden esnaf ya da köylü olduğu anlaşılan bu yolcunun, “Han Duvarları” şiirini duymuş olması, bilmesi, üstelik yolculuk sırasında ilk kez gördüğü bir yabancının bu şiiri bilmesi gerektiğini düşünmesi âdeta ateş ve su türünden herkesçe bilinen şeylerden söz eder gibi amacını anlattığına inanması, Reşat Nuri’yi çok etkilemiş ve olaya şu tanıyı koymuştur…
