Ferzan Özpetek Sen Benim Hayatımsın Kitap Özeti
Ferzan Özpetek Sen Benim Hayatımsın Kitap Özeti
2015 yılında Can Yayınlarından çıkan Ferzan Özpetek Sen Benim Hayatımsın kitabı okuyucusuyla buluştu. Yönetmen Ferzan Özpetik’i beyaz perdeden bilenler bilir. Hamam, Harem Suare, Cahil Periler, Karşı Pencere, Bir Ömür Yetmez, Serseri Mayınlar, Şahane Misafir… yönetmenin en güzel filmlerinden. Bu filmleri izleyenler Ferzan Özpetik’in anlatımını çok ama çok iyi bilirler.
İşte “Sen Benim Hayatımsın” adlı kitap da tam bir Ferzan Özpetek yansıması. Ferzan Özpetik’in kendine has anlatımını kitabın ilk sayfalarından itibaren görüyoruz. Aktör olmak isteyen bir santral operatörü, narsist bir trans, yıldızların ihanetine uğramış bir kasiyer, kleptoman bir prens… Birbirlerinden beslenen karakterler, fantastik bir anlatım. Kitabın mekânı tabikii Roma.
Keyifle zevkle okuyacağınız bu kitap tavsiye ettiğimiz kitaplardandır.
********************
Ferzan Özpetek Sen Benim Hayatımsın Kitabından Küçük Bir Bölüm
OSTIENSE CADDESİ
Sanki yanıma dün taşınmış gibisin. İçine sadece birkaç temiz çamaşır, bir çift ayakkabı, diş fırçası ve diş macunu koyduğun bir spor çantasıyla gelmiştin. Birkaç gün mü yoksa birkaç yıl mı kalacağını bilemezdim o zaman. Ama kaim duvarlı ve ince pencereli, hâlâ birçok arkadaşınım hayalinin yaşadığı bu eski apartmanda, kendini evinde hissedeceğini biliyordum. Bir şeyi tüm benliğiyle arzulayan ve başka bir olasılığı düşünemeyen bir insanın sezgileriyle hissediyordum bunu.
Yeni yuvam tanımak istermiş gibi salon ile mutfak arasında gidip geliyor, hafif aşınmış büyük ahşap masa, kavanoz, baharat, kepçe, bisküvi ve bitki çayı dolu raflar arasında dolaşıyor, uzun adımlarla birkaç basamaklık merdivenden inip çıkıyordun. Sana yemek hazırlarken bir yandan da belli etmeden seni izliyordum. Nerede olduğunu, burada olduğunu bilmeye ihtiyacım vardı. Sonra bir gün bu gereksinim yok oldu ve artık buradan gitmeyeceğini anladım.
Her sabah, kentin öbür ucundaki işine zamanında gitmek için gün ağarmadan uyanıyordun, geç vakitlere kadar uyumayı seven ben de seninle birlikte kalkıyordum. Roma karanlığa bürünmüş uyuklarken, son gece kuşlan aşk susuzluklarım gidermiş, evlerine dönüyor olurdu…