Garip Sonrası Şiir 2. Yeni Akımı
Garip Sonrası Şiir 2. Yeni Akımı
Garip şairlerinden hangisi, Garip sonrası şiirlerinde II. Yeni Akımının edebi anlayışına uygun şiirler yazmıştır?
Garip Hareketi, üçü de birbirleriyle arkadaş olan Orhan Veli, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet tarafından oluşturulmuştur. Şiirlerinin toplandığı “Garip” adlı eserdeki şiirlerde kafiyesiz, vezinsiz, sanatsız, sıfatsız, şairanelikten uzak bir şiir dili oluşturmuşlar; “saf anlam”a yönelmişler ve gündelik hayatı, her yönüyle, her kelimesiyle, her kişisiyle şiirlerine dahil etmişlerdir. Başlangıçta oldukça tepki gören Garip Hareketi zamanla Nurullah Ataç, Sabahattin Eyüboğlu gibi eleştirmenlerden, hatta Tanpınar’dan destek görür, gerek kendi devirlerinden gerekse kendilerinden sonraki birçok şairi de etkiler.
Ancak kaynağı sokak ve gündelik dil olan Garip şiiri, zamanla şairlere yetmez. “Orhan Veli’nin Şubat 1945 yılında yayımladığı Vazgeçemediğim kitabı, içinde bulunan “İstanbul Türküsü” başlıklı şiir dolayısıyla Garip hareketinin dönüm noktası kabul edilmiştir. Bu şiirden sonra Orhan Veli belirgin bir biçimde halk şiiri öğelerini kullanmaya başlamıştır. Nitekim 1946’da yayımladığı Destan Gibi kitabında bulunan “Yol Türküleri” başlıklı uzun şiirde kullanılan halk türküleri, daha sonra yazdığı “Pireli Şiir”, “Gelirli Şiir”, “Delikli Şiir” gibi metinlerinde görülen halk şiiri kafiye anlayışları ve söyleyiş özellikleri dikkati çeker. Kısacası Garip’in öncü şairleri 1945’ten sonra halk şiirinin türlü form özelliklerinden yararlanma yönünde bir değişme göstermeye başlamışlardır. Garipçiler 1945’ten itibaren başladıkları ılımlılaşma eğilimini, 1949’da çıkardıkları Yaprak dergisinde yayımladıkları şiirlerle sürdürürler. Bu dergi süreci, ayrıca, şiirlerindeki toplumcu özelliklerin artması bakımından da dikkati çeker.” (Daşçıoğlu, 2012a: 47) Orhan Veli’nin vefatından sonra, Melih Cevdet, kendilerinden sonra gelişen II. Yeni şiirine çok yaklaşmayan, kendisine has bir şiir evreni kurmuştur. Bu üç şair içinde şiirinde en köklü değişikliği yapansa Oktay Rifat olmuştur. Garip sonrası şiirlerinde “Oktay Rifat’ın, 1956 tarihli Perçemli Sokak (1956) kitabıyla anlamda kapalılığa yöneldiği ve âdeta İkinci Yeni Hareketi’nin muştucusu olduğu” (Fedai, 2009: 1010) söylenebilir. Hatta Ali İhsan Kolcu, Rifat için “II. Yeni’nin usta bir şairi” (Kolcu, 2009: 369) der. Rifat da “İkinci Yeni 1956 Kasımında yayımladığım Perçemli Sokak adlı şiir kitabımın basımından, bu tarihten sonra ortaya çıktı. Tersini söyleyen, bu tarihten önce basılmış İkinci Yeni özelliği taşıyan tek bir satır varsa göstersin. Özür dilerim, var. 1940Tarda yazdığım bir şiir var: ‘Karga’. ‘Alışmadığım bir çiçek koklamak isterdim / Güle benzemesinden korkuyorum’ diye başlar. Kısa bir şiir. İlk kitabımdadır. Merak eden varsa okusun.” (Akt. Küçükler, 2007:19) sözlerinden de anlaşılacağı gibi, kendisini II. Yeni’yi hazırlayan şairlerden biri olarak görür.
Oktay Rıfat, II. Yeni kapsamında değerlendirilebilecek şiirlerinde “alışılmadık bağdaştırmalara, geleneksel imge düzeni dışında imgelere ve sözcüklerle çizilen soyut görüntülere yer vermiştir.” (Küçükler, 2007: 41) Bu yeni şiir, Garip şiirinin edebi sanatlardan uzak; imgeye değil kelimeye ve anlama dayanan, sokaktaki insanı anlatan ve ondan beslenen şiir anlayışının dışındaydı. Halka değil aydınlara sesleniyordu. “Perçemli Sokak” şiirinden bir parça: “Bulutların çıkınında / Mis kokulu güvercinleri gökyüzünün / Çıldırtırlar insan gözlü kedileri / Ay doğar kuyulara yalınayak / Telgraf tellerinde gemi leşleri” (Kolcu, 2009: 368)