Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
Diksiyon ve Hitabet

Hazır Cevaplılık Örnekleri

Hazır Cevaplılık Örnekleri

Hazır Cevap Örnekleri

Hazır Cevaplara Örnekler

10 Tane Hazır Cevap

20 Tane Hazır Cevap

30 Tane Hazır Cevap

  • Bir sergi sırasında Alman bir general Picasso’ya, “Bu resim sizin mi eseriniz?” der… Re­sim Picasso’nun Alman ordularının Guernica kasabasını bombalamasını anlattığı Guemica adlı eseridir. Picasso Alman generale şu yanıtı verir: “Hayır sizin eseriniz.”
  • Tıflî Haşan Efendi, soğuk bir kış günü paltosuz gezmektedir. Kürk giymiş zengin bir ta­nıdığıyla karşılaşır. Zengin adam, Haşan Efendi’yi kızdırmak amacıyla sorar: “Nasıl, hava epeyce soğuk, değil mi?” Tıflî Haşan Efendi, adama hakkettiği cevabı verir: “Evet, pek soğuk… Ah ne olurdu, ben de hayvan olaydım da, sırtımda kürküm olaydı!”
  • Ünlü karikatürist Cemal Nadir’e biri “Üstat, çizgilerinize çok gülüyoruz, ama sizi güler­ken pek göremiyoruz. Neden acaba?” diye sorar. Cevap, Cemal Nadir’e yakışacak tarzdadır: “- Bilmiyor musun, ben Nadir Güler’im!”
  • Alparslan, yirmi yedi bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken keşfe gönderdiği su­baylardan biri huzuruna gelip kendisine şöyle bir haber vermiş: “Üç yüz bin kişilik düşman ordusu bize çok yaklaştı!”. Alparslan sakin ve kendinden emin bir şekilde şu yorumu yapmış: “Biz de onlara çok yaklaştık!”
  • Memleketin köyü gidişinden yakman Sakallı Celal’e: “Peki, niçin her şey kötüye gidi­yor?” diye sorulunca şöyle cevap vermiş: “ilgililer bilgisiz, bilgililer ilgisiz olduğu için!”
  • Hoca’ya sormuşlar: “Hoca, kaç yaşındasın?” “Kırk” Aradan beş altı yıl geçmiş, yine sormuşlar: “Kaç yaşındasın Hoca?” “Kırk” ötekiler şaşırmış: “Hocam, beş altı yıl önce de kırk yaşındayım demiştin?” Hoca cevap vermiş: “Beş altı yıl sonra sorsanız, yine aynı cevabı veri­rim, er olan, sözünden dönmez çünkü!”
  • Yeniçeri Ocağı’nı kaldırdıktan sonra, Bektaşi tekkelerini de kapatan ve “can” adıyla bi­linen müritleri çeşitli yerlere sürdüren Sultan Üçüncü Mahmut, bir gün Rumelihisan’nda bulu­nan bir Bektaşi dergâhına uğrar. Bir kenarda tek başına oturan yaşlı Bektaşi’ye sorar: “Baba erenler, “can”lar nerede?”, Bektaşi, içini çekerek cevap verir: “Sultanım, sayenizde kimde “can” kaldı!
  • Bir sergide Picasso’nun resimlere bakan bir kişi yanında ressamın olduğundan habersiz. “Bu resimlerden hiçbir şey anlamıyorum.” der. Bunun üzerine Picasso kendini tanıtmadan şöyle der: “Üzülmeyin; kuşların sesle­rinden de bir şey anlamıyoruz.”
  • Ressam İbrahim Çallı ile siyaset adamı Recep Pe- ker bir gün bir restorantta karşılaşırlar. İkisinin de paltosu aynı renk ve desendedir. Bu, İbrahim Çallı’nın dikkatini çeker ve şöyle der: “Aa, ikimizin de paltosu aynı!”. Bu­nun üzerine Recep Peker, hava atmak ister: “Ama benim­kinin içinde kürkü var.” İbrahim Çallı, bu sözün altında kalır mı? “Benimkinin de içinde İbrahim Çallı var.” der hemen.
  • Sadrazam Küçük Mehmet Sait Paşa, kimseye kolay kolay inanmazdı. Son derece titizdi. Bir gün dostlarından biri bu aşın titizliğinin sebebini merak eder ve ona sorar: “Paşam, bu kadar titiz olmanızın sebebi padişahtan korkunuz mu?”. Sadrazam Küçük Mehmet Sait Paşa, anlamlı bir cevap verir: “Padişahtan korkmuyorum. Böylesine titiz olmamın sebebi tarihten korkmamdır.”
  • Hamamizade İhsan, Büyükada’daki yazlığında oturmaktadır. Evi biraz dik bir yokuşun başındadır. Onu ziyarete gelen bir dostu eve çıkarken soluk soluğa kalır. Hafif yollu siteme başlar: “Aman efendim, burası İstanbul’un Eşekyoran Yokuşu mu yoksa?” Hamamizade İhsan, cevapta gecikmez: “Vah vah. Yokuş sizi yordu demek!”
  • Padişah Dördüncü Murat, içki yasağının iyi uygulanıp uygulanmadığını gözüyle görmek için şehri teftişe çıkar ve Bekri Mustafa’nın aralannda bulunduğu bir grup sarhoşu görür ve onlara hiddetle bağırır: “İçkinin yasak olduğunu bilmiyor mususnuz?” Bekri Mustafa, bir kadeh daha yuvarlayıp cevap verir: “Biz yasağı biliyor, bu şekilde şarabı imha ediyoruz.”
  • Kulaklarının büyüklüğüyle ünlü olan Galileo’ya hasımlanndan biri “Efendim,” demiş “kulaklarınız bir insan için biraz büyük değil mi?” “Doğru,” demiş Galileo “benim kulaklanm bir insan için biraz büyük; ama seninkiler de bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?”
  • Resimden hiç anlamadığı hâlde sergiye gelen boşboğaz bir adam, olur olmaz sözlerle Ressam Şevket Dağ’ı rahatsız ettikten sonra muhteşem bir resmin önüne dikilir ve sorar: “Ne­den yaptınız ki böyle bir resmi, ismi nedir bunun?”. Şevket Dağ, adamın yüzüne bakarak başı­nı hüzünle sallar: “Acı Veren Boşluk” der. Adam, “Boşluk acı verir mi?” der. Sabrı tükenen Şevket Dağ hayretle sorar: “Sizin hiç başınız ağırmaz mı?”
  • Bir İngiliz lordu Atatürk’ün daveti üzerine İstanbul’a gelir. İngizliz lordu şerefine veri­len yemekte servis yapan garson elindeki tepsiyi devirir. Herkes büyük bir şaşkınlık içinde Ata­türk’ün ne tepki vereceğini bekler. Atatürk, İngiliz lorduna dönerek şöyle der: “Halkım her şeyi beceriyor da bir tek uşaklığı beceremiyor.”
2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
2
clap
1
confused
0
happy
0
love
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!