Kahraman Tazeoğlu Simru Kitap Özeti

Kahraman Tazeoğlu Simru Kitap Özeti

“Simru” 2017 yılında Destek Yayınlarından çıkan 256 sayfalık bir kitap. “Simru” Türk edebiyatının popüler yazarlarından [tooltip text=”Kahraman Tazeoğlu” gravity=”nw”]Simru Kitap Özeti[/tooltip] tarafından kaleme alındı. “Simru” kitabının ilk baskısı ise 100.000 adet. Kahraman Tazeoğlu son kitabında dikkat çekici bir isim kullanmış ve kitabının ismini “Simru” koymuş. Kahraman Tazeoğlu “Simru” kitabında aşkı anlatıyor. Ama bu aşk acılı bir aşk. Aşk’ı en güzel anlatanlardan Kahraman Tazeoğlu “[tooltip text=”Simru” gravity=”nw”]Kahraman Tazeoğlu Simru[/tooltip]” kitabında aşkın her türlü halini bulmak mümkün. Kitabında aşkın önemli olduğunu fakat aşktan da daha önemli olanın insan olmak olduğunu söylüyor.

[box type=”shadow” align=”aligncenter” class=”” width=””]

HATIRLATMA

Kahraman Tazeoğlu’nun diğer kitapları olan Mor, Aşkla Kal, Mavi Ev, Araz, Bukre’yi okudunuz mu?

[/box]

Simru kitabından küçük bir bölüm

…“Hayır canım. Biz iyi arkadaşız. Yakın arkadaşız. Sık sık buluşuyoruz.”

Kemal “Bize sosyal biri olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun?” diye sordu.

Hakan zınk diye kaldı. Kemal onun sırtını sıvazladı.

“Babana bile güvenme Hakan. Seni sattı” dedi. “Sosyal görünmen için sana bir kızla gelmeni söylemiş.”

“Ohooo… Babam Simru’yu da satmış. Sorarım ben ona. Arabayı bana bıraktı, duvara çakacağım onun arabasını.”

Simru “Lütfen beni eve bıraktıktan sonra çak” dedi.

Kemal ve Şeyhmus gülmeye başladı. Besbelli bu adamlar Hakan’ı seviyorlardı. Samimi insanlardı.

Kemal “Simru, bu Hakan seni böyle yaşlı başlı insanların arasına sokmak için nasıl ikna etti? diye sordu.

Simru “Onun için önemli olduğunu söyledi dedi. “Keleğe gelmiş gibi hissediyor musun?

“Evet.”

Kemal ve Şeyhmus kahkaha kopardı. Sonra Kemal, Seni fazla tutmayalım öyleyse. Hakan gir konuya. Ne Yapmak istiyorsun?” diye sordu…

*******************

…daha düşük pay alacaklardı ama hakkaniyetli olmak için bu yolu hep birlikte seçmişlerdi. Ali’nin eline elli yedi bin Hra geçti. O yalnız yaşıyordu ve bodrum katında bir evi vardı, kira ödemiyordu. Evini satıp, üstüne miras parasını koyup, konut kredisiyle daha iyi bir ev alabilirdi. Ama Ali hiçbir şey için borca girmek istemeyen biriydi.

Ali uzun uzun düşünüp taşındıktan sonra Simru’yu aradı, “Bana bir miras kaldı. Tez zamanda buluşalım” dedi. “İstersen Hilton’da bile buluşuruz, ben ısmarlıyorum” diye şaka da yaptı. İkisi böyle şakalaşacak kadar samimiyeti ilerletmişlerdi, hatta Simru bazen onun yanında neşeleniyordu.

Simru’nun anne ve babası Ali’nin adını kızlarından sık sık işitiyor, kahraman çocuğu uzaktan çok seviyor, daima selam söylüyor, davet ediyorlardı. Simru da bunları mutlaka Ali’ye iletiyordu. Ali de onlara selam ve saygılarını iletiyor ama daveti hep erteliyordu.

Mihrimah Sultan Çay Bahçesi’nde buluştular. Simru mirası sordu. Ali de anlattı ona. Selvi Nadir isimli kadını kimse tanımıyordu. Yalnız yaşayan, kimsesiz bir kadındı. Başka bir şey bilmiyorlardı hakkında. Böyle Bir slırl riz olmuş, havadan mirasa konmuştu.

Simru “Ne kadar güzel bir jest. Çok şanslısın ded

Ali “Evet, bence de öyle. Hepimiz çok sevindik

‘Peki sana ne düştü?”…