Kendi Düşen Ağlamaz Atasözünün Açıklaması Anlamı Hikayesi Kısa
Kendi Düşen Ağlamaz Atasözünün Açıklaması
Kendi Düşen Ağlamaz Atasözünün Anlamı
Kendi Düşen Ağlamaz Atasözünün Hikayesi Kısa
Kendi Düşen Ağlamaz Atasözünün Öyküsü
KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ ATASÖZÜNÜN ANLAMI
- İnsan, kendi yanlışından dolayı kötü bir duruma düşerse yakınmaya hakkı yoktur.
KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ ATASÖZÜNÜN HİKAYESİ
Çelik tencere ile toprak çömlek bir mutfakta karşılaşıp arkadaş olmuşlar.
Oradan buradan konuşurlarken oturmaktan sıkılmış tencere, “Gel, biraz gezelim,” demiş çömleğe.
Çömlek, bir tencereye bakmış, bir de kendine: O çeliktir, kendisi toprak! Oturup sohbet etmekte bir sorun yokmuş ama birlikte gezmeye çıkmanın tehlikeleri olduğunun farkındaymış.
“Dışarısı benim için tehlikelerle dolu, bir taşa filan çarparım sonra,” diye isteksizliğini belirtmiş.
“Merak etme,” demiş tencere, “araya girer, korurum ben seni. Yeter ki gezme teklifimi kabul et sen!”
Tencerenin böyle güvence vermesi karşısında, daha fazla direnememiş çömlek; istemeye istemeye de olsa:
“Peki,” demiş, “madem öyle diyorsun!”
Birlikte çıkıp mutfaktan, düşmüşler yola… Düz yolda sorun çıkmamış hiç; güle, konuşa ilerlemişler. Ama küçük bir tümsek çıkınca önlerine, tencere çukuru görememiş bir an; sallanmış sağa sola…
Çatt! Çarpmış çömleğe! Kulbu kırılmış çömleğin. Tencere özür dilemiş dikkatsizliği için ama ne fayda! Olan olmuştur bir kere…
Derken bir elektrik direği çıkmış önlerine. Tencere artık dikkatli ya! Atılmış hemen! Çömleğin başına bir şey gelmesin diye, direkle çömleğin arasına girmek istemiş. İstemiş ama bu sefer de telaştan kayıp çarpmamış mı yine çömleğe?
Gövdesinde oluşan çatlaklara ağlamaklı gözlerle bakan çömlek:
“Kendi düşen ağlamaz,” diye mırıldanmış, çelik tencereyle gezmeye çıktığına bin pişman.