Kınalı Kızım Türküsünün Hikayesi Sözleri Notaları

Kınalı Kızım Türküsünün Hikayesi Sözleri Notaları

Kınalı Kızım Türküsünün Hikayesi

Kurrik Mehe müzik sohbetlerinin aranan bir ismiydi. Asıl adı Mehmet Gençkol’du. İsfahan makamım çok güzel icra eder, hoyrat okur ve türkü söylerdi. Harran’da kıl çadır kurdurarak fasıllar yaptırmıştır. Sesinin tiz ve kuvvetli olması nedeniyle taş plağı çatlatmıştır. Ayırca bir gün Urfa’nın Mağaracık Köyü’nde han bahçesinde misafirlerini ağırlarken, kuşluk vaktinde hoyrat ve türkü okumaya başlamış, bülbül gelip sazını göğsüne çarparak dayanamamış ve orada ölmüştür. Bu olayın canlı şahidi aynı köyden, Şükrü Bozkurt bugün yaşamaktadır. Seksen iki yaşında 1989 yılında aramızdan ayrılan bu büyük müzisyenin en çarpıcı bestelerinden biri “Kınalı Kızım” türküsüdür.

Eşi kendisinin halası kızıdır ve birbirlerini severek evlenmişlerdir. Temizliğe önem veren ve berberlik yapan Mehmet, çamurlu yollarda yürürken bile üstüne çamur sıçratmazdı. Cebinde sürekli tırnak makası, cımbızı, marhaması, esansı bulunurdu. Güzel kokular süründüğü için kendisine “Kohılı Mehe” de derlerdi. “Kohılı Mehe” halası kızına aşık olur. Halası kızı dayısı oğlunun aşkının farkına varır. “Kohılı Mehe”, aşkını halası kızma belli etmemeye çalışır. Bu arada halası kızına epey görücüler talip olur. Doktor gelir, şoför gelir, asker gelir, kuyumcusu gelir ister. Ama onun gönlü dayısı oğlundadır. Kim gelirse hepsine hayır cevabı verir. Gelip giden görücülerden haberi olan Kurrik Mehe bu türküyle halası kızının fikrini yoklar. Bir de ne görsün, halası kızı da ona dönerek:

“A anam, vay anam, ben varram ona

İçer içer sarhoş olur sarılır bana.”

diye karşılık verir. Orda kız daha fazla dayanamaz. Açıktan, “Ben dayımoğlu Kurrik Mehe’yi isterem.” der ve aşkını itiraf eder. Sonunda evlenip mutlu bir şekilde hayatlarını sürdürürler. Bir türkü böylece yakılmış olur.