Külahları Değişmek Deyiminin Anlamı ve Hikayesi
Külahları Değişmek Deyiminin Anlamı, Hikayesi, Öyküsü, Açıklaması Kısaca
Bektaşı’nın biri parasız kalmış. Yaz mevsimiymiş, hava da çok sıcakmış. Orda burda gezinmekten yorgun düşmüş, aç açına dolaşmaktan başı dönmüş.
Bir caminin önünden geçerken bakmış öğle ezanı okunmakta. Avluya girip şadırvandan kana kana su içmiş. Abdest alanları görünce:
“Bari ben de abdest alayım. Sonra bu cemaatle birlikte namaz kılar, çıkışta da mendil açarım”diye düşünmüş.
O sırada Bodos adındaki Rum bakkal, şadırvanda terazisinin kefelerini yıkamaktaymış. O da sıcaklanmış başındaki külahı çıkarıp yanına koymuş. Dalgın Bektaşî abdestini aldıktan sonra kendi külahı yerine Bodos’un külahını alıp başına geçirmiş. Namaz sırasında tüm cami cemaati, başındaki Rum külahıyla namaza gelen bu garip adama bakıyormuş. Namaz bitince, Bektaşî herkesten önce camiden çıkıp kapı önüne çöreklenmiş , Cemaattan bazıları:
“Vay bakın hele şu Rum’a Müslüman olmuş, hem de ne güzel namaz kıldı.” diyerek, kesesinde ne var ne yok Bektaşî’nin mendiline boşaltmış.
Bu durum Bektaşî’nin hoşuna gittiyse de pek bi garibine de gitmiş. Mendiline sığmayan paraları külahına doldurmak için, başındakini çıkarıp alınca:
“Vay anam, bu benim külahım değil. Şimdi iş anlaşıldı. Bu cemaat beni Rum’dan dönme Müslüman zannettiği için böyle mangır yağdırdı. Demek külahları değişmek lâzımmış” demiş.
*****************
Bu deyim, “araları açık, umulanı, bekleneni vermeyen, kendisine sunulan görevi hakkıyla yapmayan birine kızmak” anlamında kullanılır.