Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
Sorularınız

Ley Hatları Hayalet Bir Enerji Türü mü

Ley Hatları Hayalet Bir Enerji Türü mü

Eskilerin kutsal enerji merkezleri yeni bilimin araştırma sahalarını mı oluşturuyor? Kulaklarımıza inanamadığımız türden bilgilerle kuşatıldığımızda çoğumuzun duymak istediği cümle “bilimsel olarak kanıtlanmıştır” diye başlayanıdır. Bu cümlenin altında yatan bilimsellik güvencesi, kandırılma ve boş bilgilerle dikkatimizin çalınmasına engel olan bir güvenlik sistemi gibidir.

Ley hatları ile ilgili konuşurken artık “Bilimsel olarak kanıtlanmıştır.” cümlesini rahatlıkla kullanabiliriz. Onlar gözle görünmezler, elle tutulmazlar ama varlıkları artık su götürmez bir gerçekliktir. Ley hatları terimi ilk kez Alfred Watkins tarafından kullanılmıştır. Gözle görünmediği için Ley hatları, kimilerine göre hayalet bir enerji türüdür. Ancak insan vücudundaki enerji düğümleri olan akupunktur noktaları gözle görülemese de Çinliler tarafından binlerce yıldır bilinmekte ve son elli yılda ise dünya tıbbı tarafından sıklıkla kullanılmaktadır.

İşte tıpkı insan vücudunda olduğu gibi dünyada da enerjilerin biriktiği merkezler vardır. Yani insan vücudu örneğinde olduğu gibi, dünya için de enerji damarları ve ağları ile örülü bir ‘dünya enerji ızgarası’ndan söz edebiliriz. Ley hatlarının kesiştiği yerlerde güçlü enerjiler oluşur. Eski uygarlıkların bildiği bu bilgi üzerine, tüm insanlık mirası inşa edilmiştir…

Ley hatlarını anlayabilmek için öncelikle yerkürenin iç içe örülmüş enerji hatlarından oluştuğunu ve bu hatların hem yüzeyde hem de yerin altında uzandığını gözümüzün önünde canlandırmalıyız. Kimyacı Dan Robbins’in Arkeoloji Enstitüsü adına yaptığı çalışmalarda, bu hatların güçlü enerjileri konumlandırdıkları gözlemlenmiştir.

Ley hatları her şeyden önce bize yeryüzünün durgun, hayatsız bir kütle olmadığını anlatır. Bu hatlar dünyanın enerji damarlarıdırlar yani yaşam enerjisinin dolaştığı tren rayları gibidirler. Dahası yeryüzü ve sürekli kozmik bir ilişki içinde olduğu Güneş ve güneş sistemi, evrensel sistemin küçük bir kopyasıdırlar. Dolayısıyla akıl almaz bir canlılık enerjisi tüm güneş sistemlerini, galaksileri kuşatarak birbirileriyle ilişkilerini sağlar. Aralarında kopmaz, yaşamsal bir bağ oluşturur.

Eski geleneklerde bu gözlemlenen ve bilinen bir şeydi. Özellikle yerkürenin enerji ızgaralarının kesişme noktalarına rastlayan yerlerde güçlü enerjilerin oluştuğu bilinirdi. Tapınaklar, mabetler, yeryüzüne eşit ve dengeli enerji dağılımını sağlaması için dikilen dikilitaşlar ve daha nice kadim yapılar bu bilginin üstatlarınca özellikle bu enerji hatları üzerine inşa edilirdi.

Dünyanın akupunktur noktaları olarak anılan bu enerji merkezleri, bugün artık evrensel enerjinin yerküre enerjisini etkilediği alanlar olarak kabul ediliyorlar. Bu güçlü merkezler eskilerin “kutsal coğrafya” olarak adlandırdıkları hatlardır. Gezegenimizin tümüyle canlı bir varlık oluşunun kanıtı sayılan Ley hatları, dünyayı ölü ve durağan bir madde kimliğinden çıkarıp, canlı ve enerjisi olan bir ruh kimliğine bürünmesinin de kaynağını oluşturur. Şimdi ayağımızın altındaki toprağa biraz daha dikkatli bakabiliriz. Gezdiğimiz yerlerin ruhumuzun enerjisi ile ortak bir rezonansa girerek bizi etkilemiş olabileceği hiç de zayıf bir ihtimal değil gibi gözüküyor.

Eskiler dünyanın yaşam enerjisi ile bedenimizde gezinen yaşam enerjisinin uyumuna dikkat çekerlerdi. Biz insanların dünya ile aynı anda nefes alıp veriyor olmamızın ortak ve dengeli bir evrensel bağa hizmet edeceğine inanırlardı. Son yıllarda dünyanın acilen fark etmemizi istediği bir acısı var. O her gün biraz daha hastalanıp enerjisini kaybederken, biz de onunla birlikte fiziksel ve ruhsal olarak adeta yok oluyoruz. Dünya ile aramızda görünmez bir bağ var, ikimiz de aynı kaderi paylaşıyoruz. Belki bilimin Ley hatlarını fark etmesiyle bir iyileşme süreci başlayabilir. Bu ortak bir iyileşme süreci de olabilir…

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!