Ne Bezirgan Ne Attaram Türküsünün Hikayesi Sözleri Notaları
Ne Bezirgan Ne Attaram Türküsünün Hikayesi Sözleri Notaları
Ne Bezirgan Ne Attaram Türküsünün Hikayesi
Yöresi: Şanlıurfa
Bu türkü, zaman değişse de hayatın gerçeklerinin değişmeyeceğinin bir öyküsüdür.
Urfa; Anadolu’dan Mezopotamya’ya açılan önemli bir kültür merkezidir. Hemen hemen semavi dinlerin ve medeniyetlerin izlerini taşımaktadır. Şehirdeki insanlar hangi kimlikten olursa olsunlar birbirlerine ölçülü ve saygılı davranırlar. Urfalılar dil özelliği ile Azeri Türk dilini kullanmakla beraber Arapça, Farsça, Kürtçe’den kelime ve deyimler kullandıkları dil içine kaynaşmıştır. “Tim Tını” da Urfa halk dilinde kullanılan ve Kürtçe “her zaman” anlamında bir kelimedir.
Tarihteki savaş yıllarında yokluklar, kıtlıklar halkı çoğu zaman bunaltmış, acıma, doğruluk, dürüstlük, merhamet duygularım köreltmiş, insanları, geleceği hakkında karamsarlıklara sürüklemiştir. Yaşanan ekonomik sıkıntılar insanların, sosyal yaşantısını, ticari hayatını olumsuz yönde etkilemiştir. Savaşların olmadığı dönemlerde halk biraz rahatlamış ve o sıkıntılı dönemlerin geçtiğini düşünürken, ekonomik krizlerle dolu yıllar başlayınca halk” zorlukların hiçbir zaman düzelmeyeceği ve hep böyle gideceği” şeklinde düşünmeye başlamıştır.
“Tim tim tim halımız budur” cümlesi de bu tespitin bir sonucu olarak “Zaman değişse de hayatın gerçekleri değişmez, bu nedenle halımız, gidişimiz, zorluklarımız hep aynıdır. Hayatın içinde merhametsizler, hilekarlar her zaman vardır. ” manasında kullanılır.
Urfa’nın sade yağı yurt çapında meşhurdur. Eski Urfalı aileler de yemeklerinde sadece sade yağ kullanırlar. Bu nedenle boyunca yetecek yağlarını bir defadan alır evlerindeki yağ küpünde muhafaza ederler. Urfalılar yağ alırken karışık, bozuk olmaması için güvenilir tüccarlardan alırlar.
Abdülkadir Hoca bir gün, Urfa’da tarihi çarşıların içinde bulunan Gümrük Han’ında sade yağı almaktadır. Hoca sade yağı satan tüccarla sade yağın lezzeti ve kalitesi üzerinde konuşma yapılmaktadır. Urfa kültürünü iyi bilen bir arkadaşı bu konuşmaya şahit olur, Hoca’ ya yaklaşır, kulağına “Tim Tim Tim halımız budur kınamayın kârımız budur” der. Hoca önem verdiği bu saygın insanın şifreli sözünü çözmek için tüccarın yanından ayrılır. Bunun üzerine arkadaşı “ekonomik sıkıntılar insanların ahlaklarını da bozuyor. Bu nedenle son zamanlarda sade yağın başka yağlarla karıştırılıp satıldığını duyuyoruz bugün hillesiz, hurdasız hiçbir şey kalmadı. Alışverişinde dikkatli ol” der “İster bezirgan olsun ister atar olsun, vicdanı yoksa, sattığı her mala katkı maddesi katabilmektedir” der. “Ben eğer bunlar gibi çalışmış olsaydım ne cebim parasız ne de postalını yamalı nede tüm kapılar yüzüme kapanırdı. Şu anda devir aslanı tilkiye yedirme devri” deyip insanların ahlakının bozulmasından dolayı üzüldüğünü, vicdansızlara sitemini dile getirir.
Arkadaşının bu konuşması Abdulkadir Hoca’yı etkiler. Duyguları o gün kendisinde “Tim Tını Tim halımız budur”. Türküsünü oluşmasına sevk eder.
Ne Bezirgan Ne Attaram Türküsünün Sözleri
Meşin postal çalım satar
Kese delik cepte yatar
Gün olur ki insanoğlu
Malı mülkü pula satar
Tim tim tim halımız budur
Kınamayın kârımız budur
****************
Dünya nedir bilinir mi
Gam dağılır silinir mi
Örtük kapı arkasına
Varam yüzler sürülür mü
Tim tim tim halımız budur
Kınamayın kârımız budur