Otur Oturduğun Yerde Deyiminin Anlamı ve Hikayesi
Otur Oturduğun Yerde Deyiminin Anlamı, Hikayesi, Öyküsü, Açıklaması Kısaca
Adamın biri peygamberlik dâvâsına kalkmış. Derdest edip, padişaha götürmüşler. Padişah bakmış ki adam bu işe sırf yolunu bulmak için girmiş. Ama belli etmez. Ciddi ciddi sorar:
“Sen peygamber misin?”
“Evet, peygamberim.”
“Cebrail geliyor mu?”
“Gelmez mi, geliyor elbet!”
“Bir mucize göster bakalım.”
“Öyle aç karna mucize gösterilmez. Hele bir sofra kur, şöyle karnımızı doyuralım. Sonra bakarız. Padişah, mabeycisini çağırır:
“Bu efendiyi alın, konaklardan birine götürün, ne diler ne arzu ederse yerine getirin.”
Mabeynci, el etek eder, adamın koluna girer huzurdan çıkıp giderler.
Aradan bir süre geçer. Padişah bu adamı unutur. Bir vakit sonra yine hatırlar. Mabeynciye:
“Kalk şu peygamberi bir ziyaret edelim” der. Gülüşe gülüşe konağa giderler.
Padişah:
“Merhaba efendi, nasılsın?”
Adamın her halinden bir eli yağda bir eli balda olduğu anlaşılmaktadır-.
“Şükür, şüküüür.”
“Yine Cebrail geliyor mu?
“Gelmez mi, geliyor elbet!”
“Ne diyor?”
“Ses etme, otur oturduğun yerde diyor.”
**************
Bu deyim, “oraya buraya atlama, kendi işini gör her işe girme” anlamında kullanılır.