Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna Kitap Özeti İncelemesi Ana Fikri Kahramanları

Sabahattin Ali’nin en çok sevilen romanlarından biri Kürk Mantolu Madonna kitabıdır. Yapı Kredi Yayınlarından çıkan kitap 164 sayfalık. Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna kitabında güçlü bir tutkuyu bize resmediyor.  Düzenin sildiği kişiliklere karakterlere, hayatın uçuculuğuna ve aşkın imkansızlığına dair, cevaplanması zor sorular soruyor.

Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna Kitabından Küçük Bir Bölüm

*******************

Tesadüf ettiğim insanlardan bir tanesi benimkilerimle belki en büyük tesiri yapmıştır. Aradan aylar geçtiği halde bir türlü bu tesirden kurtulamadım. Ne zaman kendim­le baş başa kalsam, Raif Efendi’nin saf yüzü, biraz dünyadan uzak, buna rağmen bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek isteyen bakışları gözlerimin önünde canlanıyor. Halbuki o hiç de fevkalade bir adam değildi. Hatta pek alelade, hiçbir hususiyeti olmayan, her gün etrafımızda yüzlercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlardan biriydi. Hayatının bildiğimiz ve bilmediğimiz taraflarında insana merak verecek bir cihet ol­madığı muhakkaktı. Böyle kimseleri gördüğümüz zaman çok kere kendi kendimize sorarız: “Acaba bunlar neden yaşıyorlar? Yaşamakta ne buluyorlar? Hangi mantık, hangi hikmet bunla­rın yeryüzünde dolaşıp nefes almalarım emrediyor?” Fakat bu­nu düşünürken yalnız o adamların dışlarına bakarız; onların da birer kafaları, bunun içinde, isteseler de istemeseler de işleme­ye mahkûm birer dimağları bulunduğunu, bunun neticesi ola­rak kendilerine göre bir iç âlemleri olacağını hiç aklımıza ge­tirmeyiz. Bu âlemin tezahürlerini dışarı vermediklerine bakıp onların manen yaşamadıklarına hükmedecek yerde, en basit bir beşer tecessüsü ile, bu meçhul âlemi merak etsek, belki hiç ummadığımız şeyler görmemiz, beklemediğimiz zenginliklerle karşılaşmamız mümkün olur. Fakat insanlar nedense daha zi­yade ne bulacaklarını tahmin ettikleri şeyleri araştırmayı tercih ediyorlar. Dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya mecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır. Benim de Raif Efendi’yi daha ya­ddan tanımam sadece bir tesadüf eseridir

*******************