Tuzlayım Da Kokma Deyiminin Anlamı ve Hikayesi
Tuzlayım Da Kokma Deyiminin Hikayesi ve Anlamı Kısaca
İki köylü yol arkadaşı olmuşlar. Birisi askerlik etmiş, az çok görgü, bilgi sahibi olmuş. Diğeri ise pek toy ve bilgisizmiş. Giderlerken karşılarında deniz görünmüş. Toy olan, mavi denizi görünce:
“Aa, bu suları boyamak için kimbilir ne kadar boya katmışlardır?” demiş.
Arkadaşı:
“Bu kadar su hiç boyanır mı? O mavilik göğün rengindendir” derse de öbürü inanmamış. Başlamışlar tartışmaya.
“Yok canım ne göğün rengi, boyamışlar besbelli!” “Ya hu, bu kadar su boyanır mı? Bu gördüğün denizdir, rengi de, gökyüzünün aksetmesinden böyle mavidir.”
Tartışma böyle sürüp giderken, her ikisinin de harareti artmış. Başlamışlar sille tokat birbirlerine vurmaya. Bakarlar bu iş tatlıya bağlanmayarak, kavgadan vazgeçip üstlerini başlarını toparlayıp yine eskisi gibi arkadaş arkadaş yürümeye devam etmişler.
Bir müddet gittikten sonra, denizin boyandığını iddia eden köylü, kıyıya inerek, denizden bir avuç su alıp yüzünü yıkamış. Bakmış pek bi tuzlu.
“Aman, boyadıkları yetmemiş bir de içine tuz katmışlar! Kimbilir kaç araba yükü tuz harcamışlardır” demiş.
Ötekinin öfkesi yeniden kabarmış, tutmuş bunu denize atmış. Peşinden de şöyle bağırmış:
“Tuz attılar ya! Önce maviye boyadılar sonra tuzladılar. İçine düşenler kokmasınlar diye böyle ettiler. Aha seni de böyle tuzlayayım da kokmayasın!”
- ••
Bu deyim, kendini yoktan yere pahalıya satanlarla, öve öve bitiremeyenlere söylenir.