Vehbi’nin Kerrakesi Deyiminin Anlamı ve Hikayesi
Vehbi’nin Kerrakesi Deyiminin Hikayesi ve Anlamı
Sümbülzade Vehbi , devrinin tanınmış bir Mesnevi sanatkârıdır. Maraş’ta doğmuş, ilmiye mesleğine girmiş, kadılık, müderrislik yapmıştır.
Sünbülzade Vehbî’nin fıkra, lâtife ve nükteleri de pek ünlüdür.
Devrinin padişahı III. Selim, aynı zamanda ‘ilhamı’ takma adıyla şiirler yazan içli bir şairdi. Bir gece zihni bir şeye takıldı. Düşündü taşındı, işin içinden çıkamadı. Emretti, Sümbülzade’yi saraya çağırttı. Gecenin bir hayli ilerlemiş bir vaktiydi. Siimbülzade’nin konağının kapısı çalındı.
“Padişah Efendimiz sizi emreder!”
Sümbülzade, bu vakitsiz davet karşısında heyecana kapıldı, hem o hem konak ahalisi pek bi korkup endişelendiler.
Sünbülzade, kendisini almaya gelenleri daha doğrusu padişahı bekletmemek için aceleyle giyindi. Ancak, kendi kaftanını giyeceğine hanımının ‘kerrake’sini üstüne almıştı.
Sümbülzade’yi hanım elbisesiyle gören padişah çok güldü ve:
“Anlaşılmaz bir muamma Vehbinin kenakesi” dedi.
Sünbülzade Vehbi de ondan geri durmayarak kafiyeli bir cevap verdi:
“Aceleyle cübbe olmuş hanımın feracesi.”
- ••
Bu deyim, telaş ve aceleyle iş görmeye çalışanların yaptıkları, beklenmedik yanlışlar için kullanılır. Kerrake: İnce softan yapılmış hafif bir üstlük. Vaktiyle kadınlar giyerdi.
Ferace: Eskiden hanımların giydiği elbise.