Yemeyenin Malını Yerler Atasözünün Hikayesi ve Anlamı
Yemeyenin Malını Yerler Atasözünün Hikayesi ve Anlamı
Anlamı:
Kişinin yemeğe kıyamadığı malı, başkaları hiç acımadan ve düşünmeden yer bitirir.
Hikayesi:
Bir bayram günü Nasreddin Hoca’nın karısı koca bir tepsi baklava yapmış. Baklava da baklavaymış hani, yiyenin ağzından bal akıtıyormuş. Nasreddin Hoca baklavanın yanında neredeyse parmaklarını yiyecekmiş. Üç dilim, beş dilim derken tepsi de birkaç dilim bırakmış, yatmış. Gecenin bir yarısı Nasreddin Hoca karısını dürtmüş, “Aman Hanım, kalk kalk!” demiş. “Hayırdır bey?” demiş karısı telaşla gözlerini açarken, “Ne oldu?”
“Aman” demiş hoca, “Sorma hatun, aklıma çok önemli bir şey geldi. Unutmaya, geciktirmeye gelmez. Sana bir zahmet koş da baklavanın kalanını getir” demiş. Karısı şaşkınlık içerisinde koşarak mutfağa gitmiş. Tatlının kalanını tepsisiyle birlikte kaptığı gibi hocanın yanma getirmiş. Hoca tepsinin başına oturmuş, besmele çekmiş, başlamış birbiri ardına dilimleri ağzına atmaya. Son lokmayı da yutunca bir oh çekmiş, derin bir nefes almış.
Olanlara hiçbir anlam veremeyen karısı, “Efendi, hayırdır? Ben hiç bir şey anlamadım. Aklına ne geldi de gece yarısı kalkıp baklavayı bitirdin?” diye sormuş. Hoca, “Aman hanım, düşündüm taşındım, yemeyenin malını yerler, en iyisi mi mideme indireyim de rahat bir uyku çekeyim, dedim. Aklımda kalacağına karnımda dursun” demiş.Küt diye yatıp uyumaya devam etmiş.
İşte böyle, insanın cimrilik, pintilik yapıp yemeye kıyamadığı malı mülkü, o öldükten sonra başkaları hiç acımadan lüp lüp diye mideye indirirler, sağa sola çarçur ederler, kısacası kısa sürede malın dibine darıyı ekerler. O yüzden en güzeli, insanın elindeki maldan gerektiği biçimde faydalanmaktan çekinmemesidir.