Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Düşler Yayıncılık

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Düşler Yayıncılık Sayfa 220

“10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 220 Düşler Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Düşler Yayınları Sayfa 220

Sağ, sol; dağ, taş hep yeşil. Hattâ şosenin çakılları arasından fışkıran çimenler yüzünden yolun kendi de yemyeşil. Tabiatın hayatiyeti silindirin taşlarını bile yenerek meydana çıkmış. Öyle fıkır fıkır bir hayatiyet ki ne yapsan yerin altında kalmıyor. Otomobilimiz bir şosede değil zümrüt bir halı üstünden kayarak gitmektedir.

Arhavi’ye kadar yirmi beş kilometre hep böyle gittik. Arhavi Cika tepesinin altında. Bu tepenin zirvesi tuhaf bir şekilde eğrilerek istifhamlı bir kanca ucu gibi asabî asabî kıvrılmış. Kahvede oturuyoruz. Deniz kıyısında küçük bir tepe var, dipten sona kadar ağaçlar üstüste, sıkı sıkı, yığın yığın öyle bir hal almışlar ki tepenin kendinden bir karışlık yer görünmüyor. Buralarda tepelerin ve dağların kabartısı var, toprağı yok.

Arhavi’den Viçe’ye kadar yirmi beş kilometre daha yol gene hep öyle devam ediyor. Yol böyle devam edip gittikçe gözümüz yalnız yeşile doyuyor değil, yeşil, ruhumuza da doluyor. Sağa bak yeşil, sola bak, yukarı bak ve çiğnediğin yola bak, hep yeşil. Artık denizaltı âlemlerinin hulyalı zebercetliği içinde gidiyor gibiyiz.

Bu ne kadar dere bu? Hopa’dan beri her birkaç kilometrede bir dere. Hep köpüklü, gürbüz, aceleci dereler. Renkleri de bildiğimiz sulara benzemiyor. İki taraflarındaki tufanlı yeşillikleri eme eme, maviyle yeşil arası, hususî ısmarlanmış çiniler gibi yeşilden de maviden de bambaşka bir hal almışlar.

Hep karalar içinde kıvrılan yol Viçe’ye varmak için gene denize kavuştu. Burası güzel bir nahiye merkezi. Kasabanın ortasında azametli bir ıhlamur ağacı var. Birkaç metre kutrundaki ve üç dört adamın kucaklamayacağı kalınlıktaki gövdesini minarelerden daha yükseğe kaldırarak, dört tarafa ahenkli ahenkli uzattığı, herbiri bir ağaç gibi gürbüz dallarıyla selatin camilerinin kubbeleri kadar bir sahayı kaplayan bu heybetli ıhlamurun dibine çepçevre halkalandırılmış yüksekçe peyke üstünde serinleye serinliye kahve içmek öyle keyifli, öyle keyifli ki…

Kasabadan ayrılınca upuzun Pisala köprüsü. Dereler artık nehirleşiyor gibi; daha sıklaşan, daha dolgunlaşan dereler. Buharın kanadı olan bulut ileriden Kafkas dağlarını, beriden Karadeniz silsilesini aşamadığı için bulutlar hep buralarda toplanıyor ve buharın deposu olan deniz, bulutun cazibesi olan dağ, dağın yavrusu olan dere, dereyi gürbüzleten orman, ormanı yetiştiren buhar işte hep birbiriyle kucak kucağa. Tabiat şuurunu kaybetmiş vecidli bir sarhoş gibi neyi var neyi yoksa hepsini fırlatıp fışkırtmış.

Eskiden Atina denen Pazar’a varmak için gene karayı bırakarak denize iniyoruz. Hopa’dan beri hep karaların dalgalı koynunda, hep hafif çıkışlar belirsiz inişler, tatlı dolanışlarla, hep bahçeler ve

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

10. Sınıf Düşler Yayıncılık Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 220 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!