Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Meb Yayınları (MESEM)

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 38 (MESEM)

“11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 38 Meb Yayınları (MESEM)” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 38 (MESEM)

İlk sağanak denizlere duman attırarak savruldu. Az kalsın balıkçıların yelken, seren, elbise ve başlarının saçlarını yolup götürecekti. Rüzgârda uzun etekleri başlarına ters dönmüş kadınları andıran kayıklar, direklerinden aşan savruntu ve dumanlarla boca alabanda kasırganın önüne katılmış, alabildiklerine kaçıyorlardı.

(…)

O anda her kayığın işi kendi kendine yetip artıyorsa da, yine kayık kayıktan, insan insandan ayrılmamaya çalışıyordu. Tayfa ellerine geçen kap kacakla boyuna denize su aktarıyordu. Çünkü serpintiyle ambarlar çabucak doluyordu. Ağır basan balık yükü dolayısıyla suda alçak çöken kayıkların içlerine serpinti değil, dalgalar takımıyla atlıyordu.

“Balıklar denize!” diye bağrıldı. Balıklar ve içeri alınmış olan ağlar da denize atıldı. Topaçlar gibi döne döne yetişen sağanaklar denizden sömürdükleri suları paçavralar gibi savuruyorlar, bin ekspres treninin gürleyişiyle geçiyorlardı. Ana-baba günüydü bu.

Yavaşoğlu’nun Martısı uğursuz sayılırdı. Yapıldı yapılalı üç-dört kere alabora olmuş, dokuz kişi boğmuştu. Yapısında bir eksiklik, bir yerinde bir çalıktık vardı. (…) Hele Yavaşoğlu dümeni kıl kadar yanlış kırsın, ya da gözü bir saniye süresince Tanrı gözü gibi yerde hazır ve nazır olmakta kusur etsin, kayığın içindekilerin boğulduklarının resmiydi. İşte şimdi bile kayığın kıçı birazcık kalkmış, dümeni havada kalmıştı. Tekne hemen bordasını dalgaya verdi. Yavaşoğlu dişlerini kırarcasına gıcırdattı. Hem kasırgayla, hem de kayıkla uğraşıyordu.

Yavaşoğlu’nun oğlu on dört yaşındaki Mehmet, direğin dibine çömelmişti. Hemen salıvermek ya da çekmek üzere sigorta ipinin ucunu elinde tutuyordu. Gözü, her işareti ölüm kalım olan dümendeki babasındaydı. Babası “Sigortayı boşla!” diye haykırdı. Mehmet ipi salıverdi. Seren babasının başı hizasına indi. Arkadan gelen bir dalga azmanı kayığın kıçını havaya fırlattı. Çocuk babasını, elde dümen yekesi, havada uçuyor sandı. Çok şükür dalga gurr diye kayığın altından geçti.

Bu sefer oğlan, babasının (…) çukura çökmekte olduğunu gördü. “Baba!” diye bağırdı ama Yavaşoğlu yine baş döndürücü yükseklere savruldu. Martı uçmakta devam ediyordu.

Ara sıra kasırganın çığlıklarından ayırt edilebilen insan çığlıkları duyuluyordu. Demek ki boğulanlar vardı. Köpük ve su yalnız denizlerden değil göklerden de savruluyordu. Artık kayık kapkara bir kara baskının ortasında gidiyordu. Üstlerinden sanki bulut değil zindanlar yarılıyor, başlarının üzerine ters kepçe dönmüş uçurumlardan alevler fırlıyordu. Tam böyle bir trampet ateşiyle yetişen bir sağanak kayığa iki takla attırdı. Martı, karinesi havada olarak yüzdü.

Bunalmış olarak yüze gelen Yavaşoğlu etrafına bakındı. Kayığa iki kişi tutunuyordu. Biri neredeydi? Yavaşoğlu biricik oğlunun kaybolup olmadığını merak ediyordu. Ama ilkönce oğlunu sormayı kaptanlık şanına yediremedi. Tayfanın adlarını çağırarak, “Orada mısınız?” En son olarak “Orada mısın oğlum Mehmet?” diye seslendi.

“Buradayım baba!” diye cevap aldı. Yavaşoğlu kayığa tutunanlara, “Sıkı tutunuz hepiniz!” diye bağırdı.

Havanın böylesinde pek tabii olarak, olsa olsa boğulmak vardı ama gene de tayfa avuç, parmak, tırnak ve dişleriyle tutunuyordu. Bir saniye daha fazla yaşamak için bir saniye daha tutunmaya çabalıyorlardı. Şuuru söndüren bir korku ve işkence içinde canevlerine işleyen bıçağın acısıyla bağıran hayvanlar gibi “İmdat! İmdat!” diye haykırıyorlardı. Uzun zaman dişleri çatırdadı, deniz tuzundan yanan gözleri bir şey göremez oldu. Bir an gök yırtılıp parladı, bir kayığın kendilerine doğru gelmekte olduğunu gördüler. “Kurtarın bizi!” diye acı acı yalvardılar.

Gelen kayık Ümit idi. Dümende Habip Kaptan’ı gördüler. Yirmi metre önlerinden geçerek fırladı gitti.

  • CevapBu sayfada soru bulunmamaktadır. 

11. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 38 (MESEM) ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
3
angry
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!