11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 79 (MESEM)

“11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 79 Meb Yayınları (MESEM)” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 79 (MESEM)

Karacasu’da pazar kurulmuştu. Önce Aphrodisias’ı gezmek, sonra öğle yemeğine Karacasu’ya dönmek üzere kasabadan çabuk geçtik. Geyre’deki köylüler her nedense pek uyuşuktular, ören bekçisi pazara gitmişti, bizi gezdirmeye kimse hevesli görünmüyordu. Köy çocukları bile bizden kaçıyordu. Biz de önümüzden kabara kabara geçen bir baba hindinin fotoğrafını çekmekle kalamazdık ya! Sonunda muhtarı razı ettik, kafilece yola düzüldük.

Pazar olduğu günler Anadolu kasabalarının canlılığına doyum olmaz. Eşeğe, ata binmiş köylüler tepesine kadar dolu heybeleriyle pazardan dönüyorlardı. Karacasu pazarında kalabalık cıvıl cıvıldı, ortaya serilmiş mallar ise bölgenin zenginliğini gösteriyor. Kasabada yapılan renk renk çizgili testilere gönül verdim ben. Ne yazık ki, yolda kırılır korkusuyla yalnız fotoğraflarını çekebildim. Bir lokantaya girdik. Gıcır gıcır mermer masaların üstüne domates ve hıyar salatası, ciğer ızgara, taptaze pideler ve süzülmüş yoğurdun bir porsiyonunu bitirmeye imkân yoktu, akşam lazım olur diye pidelerin içine yoğurt koyup yanıma aldım.

Saat 15:30’da Karacasu’dan ayrıldık. Gecenin saat on birine kadar durmamacasına yolculuk edecektik. Denizli’ye kadar yol mükemmel gitti. Akşam güneşinde Pamukkale bir buzdağı gibi parlıyordu. Denizli’den sonra yol bozuktu, ağaç ve yeşillik yok oldu, düz bir ovaya girdik. Hava soğumuştu. Orta Anadolu’nun ıssızlığı çöktü üstümüze. Acıgöl yeşilimsi bir batağa benziyordu. Dinar’ı geçtikten sonra karanlık bastı. Burdur Gölü’ne vardığımızı ancak gölden esen nemli, soğuk rüzgârdan anladık. Bur- dur’da durmadık bile, geç oluyordu. Toros Dağları’nı yukarıya tırmanmak, sonra da inmek gerekti. Hilmi yoruldu, direksiyonu arkadaşına verdi. Ormanlara girdik, yine viraj dönüyordu. Viraj olduğunu ancak inişte aşağıdan yukarıya tırmanan otobüslerin, kamyonların ışıklarından anlıyorduk. Ne çok da kamyon vardı yolda. Meğer bunlar Antalya’dan İstanbul’a, Ankara’ya sebze ve meyve taşır, yola çıkmak için akşam olmasını beklerlermiş. Bir virajda Antalya uzun bir ışık çizgisi gibi önümüze serildi. Bir saat kadar indik, hep indik. O gece Antalya’nın geç vakte kadar canlı kalan, sokaklarının ortasında dereler akan bir şehir olduğundan başka bir şey anlamadım.

• Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır. 

11. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 79 (MESEM) ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.