Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ordinat Yayınları

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ordinat Yayınları Sayfa 167

“12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 167 Ordinat Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ordinat Yayınları Sayfa 167

“Bak anam, benim senden isteğim “arka” değil! “Bizden yana konuş!” da demiyorum! Hiçbir yanı tutma! Bize arka verme, ama muhtara da verme! Herkes kendi başına olsun! O zaman kimin daha yiğit olduğunu dünya tanısın! Haklıyı, haksızı biz kendimiz ayırt ederiz ne yapalım! Yalnız muhtar senden yüz bulup şımarmasın. Şimdi senin onun evine inmen, ona büyük “arka”dır. Tanıklar, “Adamın evine Kaymakam indi!” der. “Yarın bize de bir kötülüğü dokanır!” der. Bizim döğüldüğümüz boşa gider. Benim gelinimin düşen çocuğu boşa gider. Ölüp kalacağı belli değil, ölürse ölüsü boşa gider. Zulüm eden bir kez zulmünün cezasını görmedi mi, önü alınmaz! Cezaları neyse göster şimdi onlara. Anlasınlar dünyanın kaç bucak olduğunu! Anlasınlar da vara yoğa horozlanıp durmasınlar yoksulların başında! Hem de millete bir cesaret gelsin!

Yüreklensin…

“Ah anam, bize çok ettiler. Hep güçlerine güvendiler. Çok üstümüze geldiler. Bizden ne istediklerini ben de bilmiyorum. Bizim evin önüne ev yapmak muratları! Bizim evimiz gibi yirmi ev var köy içinde. Şimdi bu senin muhtarın, “Köy sandığı daraldı!” diye, “Heykel yapılacak!” diye köy içinden yer satıyor! Kime? Kuruldan ikinci üye Haceli’ye. Deli Mehmet’in oğludur. Deli Haceli deriz, ona! Hiç kimse evinin önüne ev yaptırmak istemez. Zayıf, ödlek, cılız komşular boyun eğer. Muhtarla bu Haceli, gelip bizi seçti. Temel kazdılar şimdi evimizin önüne. Evin önünü, yolunu tüm kapatacaklar. Köy yerinde gübreyi arkaya atarlar. Haceli de arkaya atacak. Bizim evin önüne! (…) Köyde hela yoktur. Olsa da gübreliğin üstünde olur. Tahta yoktur, künk yoktur, kireç yoktur. Halbuysam biz dedik Haceli’ye: “Böyle köyün alanını daraltacağına, ev aralarında yıkıklar var, al onlardan birini, temizle, oraya yap!” “Yok, ille sizin evin önü olacak!” Muhtara gittik, o da öyle söyledi. Biz de ne yaptık? Temel kazdı, doldurduk! Kerpiç kesti, kırdık! Yaptırmadık! Sen olsan yaptırır mısın? Yarın bu evi yapsa da içine sokmayız! Yakarız! Mezar gibi daralacak evimizin önü. Benim çocuklarım var. Benim torunlarım var. Yazık değil mi onlara? Diri diri mezara girer mi insan? Bizi şimdi diri diri mezara sokmak istiyorlar!..

“Ben sana karışmam! Sen Kaymakamsın! Çarıklının arkası yok. Çarıklının dostu yok. Yok oğul yok! Bir de muhtarı dinle, nasıl anlatır, nasıl fetva verir? Dinle. Benim sözüm: Şimdi ben bu adamdan davacıyım! Hemi de bir ası kuzumuzu çaldı. Orak biçerken sağınmaya iki koyunumuz vardı, birini yok bil şimdi! Kuzusu çalınan koyunun süt verdiğini hiçbir köyde gördün mü sen? ineğimiz de var ama çifte koşuyoruz. Boynunda boyunduruk, memesinde elimiz var. Buzağısını bile doyuramıyor!.. Muhtar, kuzumu çaldı da ne yaptı? Kesti. Senin huzuruna getirecek bu akşam. Eğer yalanım varsa gören gözüm görmez olsun!.. Olmaz, ben de biliyorum böyle iş olmayacağını! Ama onlar olduruyor! Ev başına para salındı. Birinci boydan olan evler ikişer lira verdi. Bu temel kavgası çıkalı biz de birinci boy oluverdik! Birdenbire! Bilmem!.. Gayri gönlün nereye isterse git oraya in! iyi bir süt emdiysen, yoksulları çevrene al da gözelce dinle dertlerini… Kimin ne olduğunu, içinin neyle dolu olduğunu nasıl bileceksin karşıdan? Nefsime ben bile bilmem köyde kimin ne hâlde olduğunu! Herkesin kapalı bir kapısı var. Kapının ardında olup biteni belki bir Allah bilir bilirse… Sen kaymakamsın, kimseden korkmazsın; hatta muhtarı, üyesini odadan çıkarır, doyasıya bir konuşturursun garip takımını!.. Doyasıya!.. Selbes!.. Nasıl mı? Onu sen kendi aklına, kendi izanına sor. Sana, okuduğun okullarda bunların dersini belletmedilerse ben ne yapayım?.. Haydi güle güle…

iyi bir adam evladıysan dönüşünde önüne geçerim. “iyi adam evladıymışsın!” derim. Herkesin sakalına göre tarak furan cımbıldak bir şeysen, ne önüne geçerim, ne yüzüne bakarım… Sen git!.. Ben ağır ağır gelirim. Sen sür atını… iyi dinledin! Gözel dinledin… Yok anam, üzme sakın kendini!.. Sakın ha! Biz alıştık oğlum. Biz çok sabrettik. Erenece de sabrederiz daha!..”

Kaymakam Irazca’ya “ana” der ve onu kendine çok yakın hisseder. Köye girdiğinde Irazca’nın anlattıklarından dolayı muhtarı azarlayan kaymakam, köyde toprak satımını yasaklar ve bütün satışları da

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır. 

12. Sınıf Ordinat Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 167 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!