Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ordinat Yayınları

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ordinat Yayınları Sayfa 172

“12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 172 Ordinat Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ordinat Yayınları Sayfa 172

evine giderek kaşla göz arasında Celâl’in dairesinin anahtarını çalar ve Celal’in evine girer. Eve girdiği anda bir telefon çalar. Galip açar. Karşıdaki kişi kendisiyle konuşan kişinin Celâl olduğunu düşünerek konuşur. Galip de karşısındaki kişinin bu düşüncesine karşı çıkmaz, Celâl’miş gibi konuşmaya devam eder. Celâl’in evinde Celâl ile Rüya’nın nerede olduklarını bulabileceğini düşünerek bir araştırmaya girişir. Galip, araştırmaları sırasında Celâl’in Mevlana hakkındaki düşüncelerini öğrenir. Celâl’in yazılarında başka şair ve yazarlardan alıntılar yaptığını anlayınca Celâl’e karşı duyguları değişir.

Araştırmaları sürerken Mahir İkinci, Galip’i (Celâl’i) yine arar ve subaylarla ilgili kaygılarından yine bahseder ve mutlaka görüşmeleri gerektiğini söyler. Galip yine kabul etmez. Galip, araştırması sırasında Celâl’in Hurufilik üzerine yaptığı araştırmaları okuya okuya sonunda insanların yüzündeki harfleri (işaretleri) çözmeye başladığını düşünür. Hurufilik ile ilgili okumalarını sürdürürken F. M. Üçüncü adlı bir kişinin yazdığı “Esrar-ı Huruf ve Esrar’ın Kaybı” adlı eser Galip’in ilgisini çeker. Galip, eseri okuduktan sonra eserde her insanın yüzünde harfler olduğunu öğrendiği için kendi yüzüne de bakar ve yüzüne bir yabancının yüzü, bir metin gibi bakabildiği için, yüzünde apaçık beliren esrarı görebildiği için dehşete kapılır. Bu dehşetle her şey bir anda değişir. Bir anda Celâl’in köşesi için yazı yazmaya başlar, üç yazı yazar. Bu yazıları bir gün sonra gazeteye götürüp Celâl’in yazıları diye teslim eder. Gazetede Celâl’in rakiplerinden Neşati, Celâl’in geçmişte darbecileri kendi çıkarları için kullandığını ve F M. Üçüncü’nün yıllar sonra ilk defa yakın bir zamanda gazeteye uğradığını söyler. Galip gazeteden ayrılır. Uzun bir süre kendisini birinin takip ettiğini hissettiği için İstanbul sokaklarında amaçsızca gezinir, sonra Şehrikalp’e gelir. Evde önceden adının Mahir İkinci olduğunu söyleyen kişi yine arar. Bu seferki takma adının Mehmet, Fatih Mehmet olmasını istediğini söyleyerek Galip’e (Celâl’e) kendisiyle mutlaka görüşmek istediğini söyler. Yazılarını yıllardır nasıl büyük bir şevkle takip ettiğini uzun uzun anlatır. Galip bu uzun konuşmanın ardından telefonu kapatır. Sabaha karşı uyandığında telefon yine çalar. Bir kadın en son Galip’in Rüya’ya yazdığı sevgi dolu yazının kendisiyle ilgili olduğunu düşündüğü için Celâl’in kendisini çağırdığını zannetmiş ve Celâl’le görüşmek istemiştir. Bu kadın (Emine) kocasına kısa bir ayrılık mektubu bırakarak kocasını terk etmiştir. Kadın, Celâl’in adresini sorar. Galip “adres” kelimesini telaffuz ettiğinde kadın, adresi vermemesi gerektiğini, birinin onu öldüreceğini haykırır. Bu kişi, onu Mahir İkinci ve Mehmet adlarıyla arayan kişidir. Bu kişi telefonu alır ve Galip’e (Celâl’e) kendilerini kandırdığı için onu öldüreceğini söyler. Aynı kişi, kendisine kısacık bir veda mektubu bırakarak kendisini terk eden karısının peşinden bütün İstanbul’u gezdiğini, bir ipucu bulmak umuduyla amcasının oğlu Galip’i, o şehri amaçsızca gezerken takip ettiğini ve yine Galip’in hikâyeler anlatılan eğlence mekânına girdiğini kendisinin de orada bir hikâye anlattığını söyler. Süregiden konuşma sonunda her şey tatlıya bağlanır. Galip, telefondaki adamdan, kendisine (Celâl’e) ait olan telefon numaralarını ve adreslerini ister, adam da verir. Bunun üzerine Galip bu çifte Alaaddin’in dükkânının önünde buluşma randevusu verir.

Galip, bu numaralar ve adreslerle Celâl ile Rüya’yı bulabileceğini düşünür ancak aradığı numaraların hiçbirinde Celâl ile Rüya yoktur. Bu aramaları sırasında evde Rüya’ya ait on tane fotoğraf bulur. Bu fotoğraflar onu üzer, hüzünlendirir. Bu sıralarda telefon çalar arayan İskender’dir. İngiliz televizyoncuların Celâl’le görüşmek istediklerini söyler. Galip, Celâl’i bulduğunu “saat onda Pera Palas’ta” olacaklarını söyler. Daha sonra karı kocaya verdiği randevu yerine, Alâaddin’in dükkânının önüne gider ancak karı kocaya dair bir iz bulamaz. Taksiye binip otele gider, otelde İskender’e, Celâl’in yerine kendisinin demeç vereceğini söyler. İskender ikna olunca BBC ekibine, kendisi olmaya çalıştığı için, kendisini kendisi olmaktan alıkoyan bütün dış etkilerden soyutlamaya çalışan “Şehzade’nin Hikâyesi”ni anlatır. Hikâyeyi bitirdikten sonra taksiye binip Nişantaşı’na gider. Evine doğru döneceklerken taksici yolun kapatıldığını söyler. Taksici yine birisinin vurulduğunu söyler. Galip inip bakar: Celâl. Ama Rüya yoktur. Celâl’in dairesine gider; her işin düzeleceğini, Rüya’nın çıkıp geleceğini umut ederek geceyi geçirir. Sabah evine gelen kapıcının karısı, Rüya’nın da Celâl’le birlikte aynı gece aynı yerde öldürüldüğünü söyler.)

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

12. Sınıf Ordinat Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 172 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!