Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ordinat Yayınları

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ordinat Yayınları Sayfa 23

“12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 23 Ordinat Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ordinat Yayınları Sayfa 23

Dilde yazım, söyleniş ve dil bilgisi ölçütlerinin belirgin, geçerli bir modele göre oluşturulması kuralcı olmayı gerektirir. En azından eğitim alanında değer ölçütleri belirleyebilmek, düşüncenin belli sözdizimsel ve anlambilimsel kurallara göre aktarımını sağlamak gerekir.

Anadili eğitimindeki kuralcılık, eğitsel ve kamusal alanda dilsel birliği sağlamaya yönelik olmalıdır. Belli bir kültürel ya da siyasal düşüncenin diğerlerine göre üstünlüğünü ya da etkinliğini belirgin kılmaya yönelik olmamalıdır. Dilsel birliği sağlamaya yönelik çabalar, belli söz dizimsel ve anlam bilimsel kurallarla iletişimin gerçekleşmesini hedeflemelidir. Herhangi bir amaç ya da kültürel hedef bağlamında değerlendirilmemelidir.

Dilin yaşayan canlı bir düzenek olması ve adlandırmadaki keyfîlik nedeniyle Türkçe ve tüm diğer diller için dilin kurallarına göre işlemesi ve “korunması” adına yapılan çalışmalar akademik alanlarla sınırlı kalmakta ve toplumsal gerçeklikle örtüşmemektedir. Ekonomik ve kültürel gelişmenin özellikle “popüler” kültür ve “tüketim” nesneleri anlamında sınırları kaldırdığı bir dönemde değişime müdahale şansı azalmaktadır.

(…)
Ülkemizde, dilin sadeleştirilmesi ve anlaşılırlığının sağlanması ile ilgili çalışmalar Tanzimat Dönemi’nde başlamıştır. Tanzimat aydınları Fransız kaynaklı bir kültürel model seçtiklerinden gelişme, yenileşme ve demokratikleşme alanında yapılacak çalışmalaröın halkın anlayabileceği düzeyde olması için öncelikle dilde sadeleşme ve yenileşme hareketine gerek duyulduğunu düşünmüşler ve bu alandaki çalışmalarını Fransız kültürel modeline göre sürdürmüşlerdir. Cumhuriyet Dönemi, Tanzimat Dönemi’nden farklı olarak yeni bir alfabe ile bu gelişimi ve değişimi sağlamıştır. Her iki dönemde de amaç halkın anlayabileceği bir dil kullanmak, eğitimi yaygınlaştırmak ve dili yabancı sözcüklerden arındırarak sadeleştirmektir.

(…)
Özetle X. yüzyıldan başlayıp günümüze uzanan Türkçenin yabancı dillerin egemenliğinden kurtarılması ve sadeleştirilmesi sorunu tarihsel gerçeklik olarak üç aşamadan geçmiştir: Arapça ve Farsçanın etkisi, Fransızcanın etkisi ve günümüzde İngilizcenin etkisi. Değişen kültürel ve ekonomik koşulların dilimizde yarattığı bu süreç sadece bize özgü değildir. Dünya üzerindeki bütün diller benzer etkileşimlerle değişikliğe uğramış ve benzer tartışmaları yaşamıştır.

Dilde sadeleşme, yenileşme ve özenli dil kullanımına yönelik çabalar, iletişimi sağlamayı amaçladıkları sürece başarılı olabilir. Belli modeller ve kalıpların yaygınlaşmasını ve dayatılmasını önerdiklerinde başarı şansları azalır. Dilin sadeleşmesi, dil aracılığıyla yaşanan kültürel yabancılıktan kurtulmak anlamına da gelebilir. Bu nedenle ülkemizde yaşanan dilsel değişim dönemleri, hangi kültürün etkisinde olursa olsun, bizlere kendi kültürümüz ve dilimizle ilgili soru sorma ve yenilenme fırsatı tanımıştır. Kültürel değişim ve gelişimin önemli basamaklarını oluşturmuştur. Bu nedenle değer yargısından uzak bir biçimde, bilimsel ölçütlerle değerlendirilmeleri kültürel kimliğimiz konusunda da yeni verilere ulaşmamızı sağlayabilir.

Betül Parlak, Dil Değişimi ve Türkçe Kullanımı Tartışmaları, Muğla Üniversitesi SBE Dergisi
(Kısaltılmıştır.)
(Metnin orijinaline uyulmuştur.)

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

12. Sınıf Ordinat Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 23 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
1
angry
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!