Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ordinat Yayınları

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ordinat Yayınları Sayfa 250

“12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 250 Ordinat Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ordinat Yayınları Sayfa 250

nehirlerini, ağaç altlarını harekete getirir. Doğa da buna teşnedir. Yazın ya da baharın ilk işaretlerini alır almaz, o da her yana tuzaklarını kurar, mutluluk yuvalarını yeni bir temizlikten geçirerek, insanların, ilk insanların, kovuklarda, mağaralarda yaşamış insanların kendine dönüşünü bekler.

Yazın, her biçimde ve her zaman, geceleyin, gün ağarırken, kuşluk vakti, ikindi, gece yarısından sonra, bağdaş kurarak, bükülerek, uzanarak, yana kıvrılarak, arkaüstü yatarak, eğilerek, diz çökerek, yuvarlanarak, şarkı söyleyerek kitap okunabilir. Yani, yazın kitap okumanın hiçbir ilkesi yoktur.

Doğrusu ya, kitap okuma biçimleri, yılın öteki mevsimlerinde de bir yasaya bağlanmış değildir. Kimileri, beş-on kitabı birden okumayı sever. Kimileri de bir kitabı bitirmeden bir başkasına başlamaya, dünyanın en önde gelen suçu gözüyle bakar. Fransız yazarı Gide, bu birinci tip okurlardandır. Gide, Zadig’in ilk bölümlerini okurken, Iphigenia’nin de ikinci perdesine uzanmaktan haz duyar.

Bir romanı elli kez okumak! Bu, birçoklarına gülünç gelebilir. Ama tekrar tekrar okumadan bir kitabın iyice anlaşılabileceği düşünülmemelidir. Jean Cocteau, bu konuda şöyle der: “Okumak başka bir iştir. Okuyorum, okuduğumu sanıyorum. Bir kitabı yeniden okuduğum vakit de, onu daha önce okumadığımı sezinliyorum.”

Tekrar tekrar okuma işinde Gide de, Alain’den, Cocteau’dan pek geri kalmaz. Ama bu sanatçılar, kendi yazılarını da ortaya çıkarmadan, tekrar tekrar gözden geçirmeyi bilen kişilerdir. Bunların yazılarını inceleyin, hiçbir yerinde “Bir oturdum, 100 sayfa döktürdüm.”, “Bir oturdum, 20 şiir yazdım.” gibi hoppaca sözlere rastlayamazsınız.

Salâh Birsel, Kendimle Konuşmalar (Kısaltılmıştır.) (Metnin orijinaline uyulmuştur.)

Metinde Geçen Bazı Kelime ve Kelime Grupları

amba turşusu: Hindistan’a özgü bir turşu. neon: (Bu metinde) Parlak.
sanatoryum: Özellikle veremli hastaların iyileşmesi için kurulmuş sağlık kuruluşu.
teşne: Susamış, çok istekli.

Metin ve Tür ile İlgili Açıklamalar

Salâh Birsel, bu denemede kendisiyle konuşuyormuş gibi bir üsluba sahiptir. Yazar, mevsimlerin kitap okumaya ve yazmaya etkisini kendi hissettikleri üzerinden değerlendirmiştir.

Salâh Birsel, deneme için “Yazının tadı çıkarılarak yazılan bir türdür, belki de tek türdür.” der. Bundan dolayı bu metinde anlattıkları gibi “denemelerin kahve söyleşileri gibi daldan dala konmasını ya da başladığı yerde değil, başlamadığı yerde bitmesini” tercih eder.
Salâh Birsel’e göre “Bir yazar kendi duygularını, kendi beğenilerini, kendi eğilimlerini, kendi dünya görüşünü genelde deneme türüyle okurların önüne sürebilir.” Yazar, kendi denemelerini uzun uğraşlar sonucu yazdığını belirterek söz konusu uğraşların başında konuyu tespit etme, o konuyla ilgili kitaplar okuma ve denemede anlatılanları belli olaylara dayandırmanın geldiğini dile getirir.

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır. 

12. Sınıf Ordinat Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 250 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!