9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 105 (MESEM)

“9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 105 Meb Yayınları (MESEM)” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 105 (MESEM)

3. Aşağıdaki parçada fikir ayrılığı kimler arasında yaşanmaktadır? Bu durumdan hareketle metnin temel çatışmasını belirleyiniz.
Bir gün, bir öğle üstü idi. Kahvenin çardağı altında oturuyorduk. Bizim Mehmet Ali, Bekir Çavuş, Salih Ağa ve Muhtar, hep orada idiler. Bahis, harp üzerine ve onun akıbetlerine dairdi. Onlara, İstanbul’un dört devletin askeri işgali altında olduğunu, İzmir’in tâ Bursa’ya kadar Yunanlılar tarafından istila edildiğini, Adana’dan henüz Fransızların el çekmediğini, Urfa’da, Antep’te kanlı olaylar cereyan etmekte olduğunu haber veriyor ve her birinin yüzüne ayrı bir dikkatle bakıyordum. Hiçbirinde ne hayret, ne dehşet ne de alelâde bir alâka izine tesadüf etmedim.

• Cevap: Bir tarafta düşman işgali karşısında üzgün olan Ahmet Cemil bir tarafta ise savaşın olumsuz ilerlemesinden rahatsızlık duymayan köylülerin vurdumduymazlığı. Metindeki en çarpıcı çatışma budur.

4. Mehmet Ali’nin “Beyim, Allah vere de bizi tekrar askere almasalar.” sözü karşısında Ahmet Celal’in hüzünlenmesi onun hangi özelliğinden kaynaklanmaktadır?

• Cevap: Onun vatan sevgisini çok özümseyen biri olmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü Ahmet Cemil vatanın geleceği için kaygı duymakta bu durumdan üzüntü yaşamaktadır.

5. Aşağıdaki parçadan Ahmet Celal’in ruh hâli ile mekânın anlatımı arasındaki ilişkiyi belirleyiniz.
Mehmet Ali, beni buraya getirdiğine şimdiden pişman mı? Acaba evde anasıyla kardeşleri onun bir konukla geldiğini haber alır almaz kendisine çıkıştılar mı? Eşyamın arkasından acayip bir sıkılganlıkla yürüyorum. Ayaklarım kâh bir çukura giriyor, kâh bir taşa çarpıyor. Kâh karpuz kavun kabuklarını andıran birtakım zıypak şeyler üzerinde kayıyor. Ve köy, bataklıkta bir uyuz manda gibi kokuyor.

• Cevap: Ahmet Cemil buralara geldiği için biraz kafası karışık ve keyifsizdir. Bu nedenle mekan onun üzerinde olumsuz bir etki yaratıyor. Mesela köye uyuz manda kokulu bir yer olarak bakıyor.

6. Aşağıdaki parçadan hareketle metnin bakış açısını belirleyiniz.
Önce’yatak takımını ve seyyar karyolamı saran iki harar beziyle bu tavanı örtmek, sonra şehirden getirdiğim tahta ve muşambalarla bu toprak zemini kaplamak, döşemek lazım geldi. Ceviz kitap sandığımı bir masa haline soktum, kapağından da bir nevi raf yaptım.

• Cevap: Kahraman bakış açısı vardır. Olaylar kahramanın dilinden aktarılmaktadır.

7. Aşağıdaki parçada hangi anlatım biçimi kullanılmıştır? Siz de metinden aynı anlatım biçimine örnekler bularak bunların metne katkısını değerlendiriniz.
Çocuk, aynı noktadan gene bana bakıyor. (…) Bakışlarının bir büyük adam bakışlarından farklı olmaması şöyle dursun, yüzü şimdiden yıpranmış, vücudu katılaşmış, hareketleri ağırlaşmıştı.

• Cevap: Betimleme anlatım biçimi ağır basmaktadır. Çünkü kahramanların her hareketi en ayrıntılı şekliyle verilmektedir.

8. Metinde geçen millî, manevi değerler ile sosyal ve tarihî öğeleri belirleyiniz.

• Cevap: Metinde geçen en manevi değerimiz vatan, millet sevgidir. Sosyal olarak köy yaşamı tarihi olarak ise Kurtuluş Savaşı yılları anlatılmaktadır.

9. Sizce Yaban adlı romanda anlatılanlar gerçek hayatta aynen yaşanmış mıdır? Tartışınız.

• Cevap: Bence yaşanmış olması muhtemeldir. Çünkü gerçekten savaşın zor zamanlarında kimi insanlar vatan aşkı ile yanarken kimileri de ne yazık ki büyük bir vurdumduymazlık yaşamaktadır. Ayrıca gerçekten de dışardan gelene karşı her ortam çoğu zaman dışlayıcıdır.

10. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun eseri hakkında söylediği “Anadolu halkının bir ruhu vardı; nüfus edemedin. Bir kafası vardı; aydınlatamadın. Bir vücudu vardı; besleyemedin. Üstünde yaşadığı bir toprak vardı; işletemedin. Onu cehaletin, yoksulluğun ve kıtlığın elinde bıraktın.” sözlerini eseri de dikkate alarak yorumlayınız.

• Cevap: Yazar aslında aydın dediğimiz kesime sitem etmektedir. Evet elde büyük bir cevher vardı. Ancak o cevher işlenmek yerine ağalara, cehalete kurban edildi. Bu da ülkenin aslında istenilen refah derecesine gelmesindeki en büyük engeli oluşturdu. Burada suç biraz da aydın kesimindir demek istemektedir.

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 105 (MESEM) ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.