Abes Muktebes Münakaşası Hakkında Bilgi
Abes Muktebes Münakaşası Hakkında Bilgi
Abes Muktebes Münakaşası Nedir
Abes Muktebes Münakaşasını Kısaca Açıklayınız
“Abes-Muktebes Münakaşası”, Haşan Âsaf’ın “Bürhan-ı Kudret” adlı şiirinin kafiyelenişi üzerine çıkan, “kulak için kafiye-göz için kafiye” etrafında şekillenen eski-yeni mücadelelerinden biridir.
Malumat’m 26 Teşrinievvel 1311 (7 Kasım 1895) tarihli 20. sayısında neşredilen Haşan Âsaf’ın “Bürhan-ı Kudret” şiirinde
“Zerre-i nurundan iken muktebes
Mihr ü mehe etmek işaret abes”
beytinde abes ve muktebes kelimeleri ile yapılan kafiye, şiirde kafiyenin göz için olduğu görüşüne dayanan eski edebiyat kaidelerine aykın bulunarak eleştirilmiştir.
Haşan Âsaf, tenkitlere cevap verirken Recaizade Mahmut Ekrem’in kulak için kafiye görüşünü referans göstermiştir. Eleştiriler devam ederken Recaizade Mahmut Ekrem’in ilk kez Maarif Mecmuası’nm 1 Kânunuevvel 1311(19 Aralık 1895) tarihli 2. nüshasında yayımlanan“Sanat Müşkil ise de Muaheze de Asân Değildir!” başlıklı yazısında aynı görüşü tekrar etmesi ile münakaşa şiddetlenerek eski-yeni mücadelesine dönüşmüştür. Muallim Naci ile Recaizade arasında vuku bulan “Zemzeme-Demdeme Münakaşasında Muallim Naci’nin sözleri/şi- irleri gündeme getirilerek tenkitler kişiliğine saldın derecesine vannca Recaizade, Maarif Nezaretine müracaat ederek tartışmanın nihayetlenmesini sağlamıştır. (Enginün, 2007: 814)
Kulak için kafiye meselesinde ilk adımlar, bu tartışmadan yaklaşık 10 yıl kadar önce atılmıştır. Menemenlizade Mehmet Tahir kulak için kafiyeye Güneş’in
5. sayısında neşrolunan “Bir Hazin Temaşa” adlı şiirinde başvururken (Birinci, 2000: 125) Nabizade Nâzım, feyzi-bizi, beni-sahibeni ile kafiyelenmiş manzumesi ile ilgili ‘Bazı kıdemperestan-ı zurefa bu yoldaki kavafiyi seza-yı istihza addederlerse de teceddütpesendan-ı urefa nazarında bu suretle telakki olunmayacağından eminim.” (Nabizade Nâzım, 1854: XI-XII) diyerek düşüncelerini dile getirmiştir.
O zaman dikkati çekmeyen şartların olgunlaşmasıyla gündeme gelen kulak için kafiye-göz için kafiye tartışması dolayısıyla “Abes-Muktebes Münakaşası”nın önemli iki sonucundan biri, Servet-i Fünûn hareketinin oluşmasına zemin hazırlamasıdır. Malumat’ m sahibi ve başmuharriri Babanzade/Baba/Malumatçı Mehmet Tahir ile Recaizde arasındaki tartışma ile “Şemsa” adlı hikâyesini Recaizade’den müsaade almadan bu dergide neşretmeye başlaması üzerine Recai- zade Ekrem, Galatasaray Sultanisinden öğrencisi Ahmet İhsan’m sahibi olduğu Servet-i Fünûn’a geçmiştir. Yine aynı okuldan öğrencisi olan Tevfik Fikret’i yazı işlerinin başına getirmesiyle 7 Şubat 1896 tarihli 256. nüshasmdan itibaren sanat ve edebiyat dergisi hüviyetine kavuşan Servet-i Fünûn yeni/yenileşme taraftarlarının yayın organı hâline gelmiştir.
Bu münakaşanın bir diğer sonucu ise divan şiirinin önemli kurallarından/ uygulamalarından göz için kafiyenin hâkimiyetinin kırılarak kulak için kafiyenin edebiyatımızda yerinin sağlamlaşmasını sağlamasıdır. Nitekim yıllar sonra Yahya Kemal, “Kafiye telakkisini gözden kulağa bıraktıran Recaizade Ekrem Bey’i bir daha hürmetle yâd ederiz. Türk şiirini bir mecradan başka bir mecraya geçiren bu büyük muallim, bu bahiste de gençlerin önüne düştü.” (Beyatlı, 2005: 130) diyerek yeni edebiyatm teorik altyapısını oluşturan ve uygulamada gençlere önderlik yapan Recaizade’nin önemini vuıgulamıştır.