Ağaç ve Büyük Doğu Dergileri Hakkında Bilgi
Ağaç ve Büyük Doğu Dergileri Hakkında Bilgi
Ağaç Dergisi Hakkında Bilgi
Büyük Doğu Dergisi Hakkında Bilgi
Necip Fazıl Kısakürek’in Çıkardığı Dergiler
Necip Fazıl, şair kimliğinin yanı sıra ortaya koyduğu fikirler ve aksiyon adamı oluşuyla da 20. Asır Türk edebiyatının çok yönlü isimleri arasında dikkati çekmektedir. Şiirlerinde, tiyatrolarında, hikâyelerinde ve diğer fikrî eserlerinin yanı sıra yayımladığı dergiler aracılığı ile de memleketine, edebiyat ve yayın dünyasına hizmet etmeyi sürdürmüştür. Türk edebiyatının muayyen devirlerinde görülen basın ve yayın yoluyla -özellikle gazete ve dergiler aracılığıyla- ortaya konan sorumlu aydın profilini farklı yazın vasıtalarıyla ortaya koyan Necip Fazıl’ın dergiciliği de aynı tavır ve edâ ile icra ettiği görülür. Tam bir aydın sorumluluğu içinde kimi zaman Büyük Doğu gibi siyasî, kimi zaman ise Ağaç dergisi gibi edebî yönü ağır basan dergilerde, toplumsal sorunlara ve çözülmelere ilişkin düşüncelerini ortaya koyabilecek zeminler oluşturmuştur. Bu iki dergi dışında mizahî yönü ağır basan Borazan adlı bir dergi çıkardığını da bu noktada zikretmek gerekir. Fakat Borazan sadece üç sayı çıkan kısa ömürlü bir dergidir. Zira Büyük Doğu’nun 72. Sayısından itibaren yayımına ara verilmesi sebebiyle geçici bir çözüm olarak yayımlanmış, Büyük Doğu’unun yeniden yayın hayatına dönmesiyle de kapanmıştır.
Necip Fazıl, 14 Mart 1936 ile 29 Ağustos 1936 yıllan arasında çekirdek kadrosu içinde Ahmet Hamdi Tanpınar ve Ahmet Kutsi Tecer’in de yet aldığı Ağaç adlı dergiyi çıkarır. Toplam on yedi sayı çıkan derginin ilk sayısında Necip Fazıl, derginin ismini şöyle izah eder:
Adımızı Ağaç koyuyoruz. Düşünüyoruz ki güzel ve sonsuz tabiatta, büyüklüğü, olgunluğu, erginliği, bir kelimeyle perfeksiyonu ondan daha iyi gösterecek bir örnek bulunamaz. Ağaç, madde ve ruh gibi her şeyin bir dış ve bir iç yüzünü toprak üstünde ve toprak altındaki gür ve dolaşık varlığı ile çizgi ve biçime sokmuş bir semboldür.
Ağaç bize dünyaya geldiğimiz günden bugüne kadar içimizi dolduran anlama ve arama sıkıntısının dehşetli anatomisi hâlinde görünüyor. Gözlerimiz ona daldığı zaman garip bir rontken ışığı altındaki ruhumuzun binbir kollu iskeletini görmüş gibi ürküyoruz. Sanki bu fevkalâde şahsiyetin hendesesindeki nizamla, içinde Allah’ın sırlan yatan ruhumuzun hasret çektiği nizam arasında gizli bir yol meydana çıkıyor.
Ağaç dergisi bir formadan ibaret olan ve kapak hariç on altı sayfadan oluşan, daha çok sanat ve fikir dergisi görünümündedir. Zaman zaman değişmekle birlikte, derginin yazar kadrosunda devrin önde gelen sanatkâr ve fikir adamlarının isimleri yer alır: Abdülhak Şinasi Hisar, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Kutsi Tecer, Ahmet Muhip Dıranas, Asaf Hâlet Çelebi, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Burhan Toprak, Cahit Sıtkı, Cevdet Kudret, Ertuğrul Muhsin, Falih Rıfkı Atay, Feridun Fâzıl Tülbentçi, Fikret Adil, Haşan Âli Yücel, Hilmi Ziya Ülken, Kenan Hulusi Koray, Mazhar Şevket tpşiroğlu, Mehmet Karasan, Mustafa Nihat Özön, Mustafa Şekip Tunç, Nahit Sim Örik, Nasuhi Baydar, Peyami Safa, Sabahattin Ali, Sabahattin Eyüboğlu, Sabri Esat Siyavuşgil, Sait Faik, Salih Zeki Aktay, Samet Ağaoğlu, Suut Kemal Yetkin, Şevket Rado, Zahir Sıtkı Güvemli, Zeki Faik İzer, Ziya Osman Saba, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu vs.
Ağaç, yukarıda adı geçen sanatkâr ve fikir adamından da anlaşılacağı üzere oldukça geniş bir yelpazede yayın yapan, edebî türler açısından zengin, bunun yanında güzel sanatların diğer dallarıyla da yakından ilgilenen bir dergidir. Sinemadan tiyatroya, resimden fresk sanatına, müzikten fotoğrafa kadar bütün güzel sanatları kucaklama gayreti hissedilen Ağaç’ta bütün sanat dallan ve bu sanat dallarının bütün meseleleri üzerine gerek telif gerekse tercüme yazılar yayımlanmıştır. 18 Nisan 1936’ya kadar Ankara’da yayımlanan derginin altıncı sayısının arka kapağında, “AĞAÇ İstanbul’a gidiyor. Materyal, personel ve idare bakımlarından, daha mükemmel unsurlar, daha geniş bir organizasyon ve daha hâkim şartlar özleyen Ağaç, bu sayısından sonra hemen tirene atlayıp İstanbul’a gidecek ve bir iki haftalık bir vakfeden sonra daha büyük bir hızla hedefine atılacaktır.” notuna rastlanır. 14 Mart 1936 – 18 Nisan 1936 tarihleri arasında her cumartesi düzenli olarak okuyucusuyla buluşan Ağaç dergisinin İstanbul’daki ilk sayısı (sayı: 7), bir önceki sayısından hemen hemen bir ay sonra 16 Mayıs 1936’da yayımlanır. Bu sayıyla birlikte dergi kapağında yerli ve yabancı sanatkârların resimlerine, heykellerine ve kapağın sağ üst köşesinde de İstanbul ifadesine rastlanır. Ağaç dergisi İstanbul’daki ilk sayısında yaşanan gecikme hariç, on dördüncü sayıya kadar düzenli olarak yayımlanır. On beşinci sayısı gecikmeli olarak yayımlanan dergi 25 Temmuz 1936’da on altıncı sayısını, 29 Ağustos 1936’da da on yedinci ve son sayısını yayımlayarak yayın hayatını sonlandırır.
Büyük Doğu dergisi ise 17 Eylül 1943 – 5 Haziran 1978 tarihleri arasında yayımlanmıştır. Ağaç dergisine nazaran çok daha uzun soluklu olan dergi zaman zaman kapanmış veya kapatılmış, politik yönü ağır basan bir dergidir. Büyük Doğu dergisi Ağaç’tan farklı olarak günlük siyasî olaylara, İlmî ve teknolojik gelişmelere, modadan üniversite sorunlarına, dinî ve tarihî meselelere varıncaya kadar geniş bir içeriğe sahiptir. Bazı konularda belli bir bakış açısının dışına çıkılmadığından, ele alman meseleler kimi zaman ansiklopedik bir üslûpla işlenir.
Büyük Doğu, yalnızca bir dergi değil, bir davanın somutlaşmış hâlini temsil ettiği gibi, Necip Fazıl’ın şahsına münhasır niteliklerini de barındırır.
Büyük Doğu’nun ilk sayısı 17 Eylül 1943’te yayımlanır. Otuz sayı süren bu ilk devrede dergi daha çok haftalık siyasî bir mecmua şeklinde tasarlanmış izlenimi vermektedir. Günlük, haftalık ve aylık olmak üzere farklı periyodlar halinde, kimi zaman bir dergi, kimi zaman da bir gazete özelliği gösteren Büyük Doğu, 1943-1978 yıllan arasında belli fasılalarla yayın hayatını sürdürür. Büyük Doğu, yayımlandığı yıllarda geniş ve güçlü bir kamuoyu oluşturmuş, zaman zaman yüz binlerle telaffuz edilebilecek okuyucu kitlesine ulaşmıştır. Büyük Doğu dergisini Ağaç veya Borazan’da, olduğu gibi bir / birkaç kelimeyle tavsif etmek oldukça güçtür. Zira Büyük Doğu, siyasî, edebî, fikrî, aktüel vs. gibi birçok dergi formatını bünyesinde barındırır.
Büyük Doğu, siyasî kimliği nedeniyle çevresinde kaim bir zırh oluşturmuşsa da edebî perspektifle okunduğunda dönem dönem değişen farklı tablolar ortaya çıkmaktadır. Dergi kimi zaman neredeyse salt bir siyasî dergi olarak yayımlanır. Bu sebeple dergi, belli bir siyasî kutuplaşmadan çekmen edebiyat çevresinin uzak duruşuna da sebebiyet vermiştir. Ancak Necip Fazılın dillerde dolaşan birçok şiiri, tefrika hâlindeki hikâye ve tiyatroları gibi devrin birçok sanatkârın eserleri de Büyük Doğu’da yayımlanır. (Eşitgin, 2005: 111-115) Bu isimlerden bazıları şunlardır: Ahmet Adnan Saygun, Avni Altmer, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Burhan Toprak, Cavit Yamaç, Celâl Sılay, Cemal Tollu, Ekrem Reşid, Emin Ülgener, Fahri Erdinç, Faik Baysal, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Fikret Adil, Gavsi Ozansoy, İlhan Berk, İskender Fikret, Mahmut Yesari, Mesut Cemil, Nizamettin Nazif, Nurettin Sevin, Nurullah Berk, Oktay Akbal, Özdemir Asaf, Peyami Safa, Rıza Beşer, Sabahattin Kudret Aksal, Sabahattin Teoman, Sait Faik, Salih Zeki Aktay, Selçuk Milâr, Vecdi Bürün, Yusuf Mardin, Zahir Güvemli, Zeki Faik, Ziya Osman Saba, Ziya Yamaç vs.