Ay’da Meydana Gelen Gariplikler Neyi İfade Ediyor

Varlığı Güneş’ten daha çok sembolize edilen, mitolojideki pek çok tanrı ve tanrıça ile özdeşleştirilen ve aynı zamanda astrolojide dünyanın bilinçaltı kabul edilen gizemli uydumuz Ay… Mısır’ın bilgelik tanrısı Thot,

Ay’ın evrelerini ve karanlık yüzünü simgeleyen üç yüzlü tanrıça Hecate, Yunanlıların Ay tanrıçası Selene, Ay ile yakın bağları olan Artemis yani Romalıların Diana’sı, Anadolu’nunberekeüi Kybelesi… Hepsi de Ay ile ilişkilendirilmiş ve Ay’ın evrelerinin, tutulma hâllerinin, dünyanın ve insanın evreleri ile olan yakın ilişkilerini simgeleştirmişlerdir.

Her kültürde Ay tanrı ve tanrıçalarının o kültürün çocuk-anne, doğurganlık- verimlilik, kalp-zihin ve doğanın işleyişi üzerinde etkileri olduğuna inanılmışür. Ay kimilerine göre romantizmin bir sokak feneri, kimilerine göre ise sadece taş yığınından oluşan bir uydudur. Hâl böyle olunca Ay ile ilgilenmek sadece âşıklara ve güzel bir manzara oluşturduğu için bulutsuz bir gecede gökyüzünü seyredenlere kalmış gibi görünebilir. Oysa Ay pek çok bilim adamı ve araşürmacı için bir bulmaca gibidir.

Ay bu kadar yakınımızda olmasına rağmen, kendisine ulaşmamıza bir şekilde engel olmaktadır sanki. Masum bir edayla tepemizde duran bu gökcismine ait bilgilere bir göz aünca işin boyutunun hemen değiştiğini ve gizemli bir hâle dönüştüğünü görürüz. Yaklaşık olarak gezegenimizin dörtte üçü kadar olan uydumuz, dünyamızın çekim gücü düşünüldüğünde ona göre oldukça büyük bir gök cismi sayılır.

Ona ayak basmış olmamız, onu tanıdığımız anlamına gelmez. Ay ile ilgili yamüanması gereken öyle çok soru vardır ki… Örneğin NASA bir Ay kayasının 5,3 milyar yıllık olduğunu saptadı. Bu inanılması zor tarih güneş sistemi oluşumunun da öncesine dayanıyor. Kimilerine göre Ay, Dünya’ya uydurulmuş yapay bir uydudur. Apollo yolculukları öncesinde bir grup bilim adamı ve Nobel ödüllü Dr. Harold Urey’in açıklamalarına göre, Ay kozmosun bir parçasıdır ve Ay’da yabancı bir uygarlığın izleri bulunacaktır.

Ay’a giden astronoüarm ilginç deneyimleri artık bir sır olmaktan çıkmış durumdadır. Neredeyse hemen hepsi ay yüzeyinde ilginç görüntülere tanıklık ettiklerini açıkladılar. Neil Armstrong’un gördüklerini tanımlarken yaşadığı şaşkınlık hâlâ konuşuluyor. “Bu da ne, bu ne biçim şey, bilmemiz gerek… Bu bebekler çok büyük… Çok iriler… Tanrım, inanamazsınız… Size bir başka uzay aracını anlatmak istiyorum…   Kraterin uzak

kenarındalar… Ay’da bizi izliyorlar… Onlar bizden önce buradaydılar…” Acaba ünlü astronot bir sanrı mı görüyordu? Ay ile ilgili gariplikler sadece astronoüarm gördükleri ile sınırlı değildir. Bilinen en eski gariplikler Orta Çağ’a kadar uzanmaktadır. Henüz Ay’ın sadece romantik bir gökyüzü objesi olduğu zamanlarda dahi insanlar Ay yüzeyinde olan bir takım tuhaflıklar olduğunu fark etmişlerdir. Örneğin 1587’nin Mart ayında pek çok

insan Ay yüzeyinde garip bir yıldızın parladığını gördüler. Çıkınüları olan yıldız biçimindeki bu güçlü ışığın ardından pek çok kereler Ay yüzeyinde hareketi ışıklar gözlemlendi. Ama 1787’de Astronom Halley ve De Louville tarafından tespit edilen hareketi ışıklar o kadar fazlaydı ki onları herkes görebildi.

1874 yılında, Fransız bir gözlemci olan Monsieur Lamey, çok sayıda siyah objelerin Ay yüzeyinde dolaştığını rapor etmiştir. 4 Temmuz 1881’de Ay yüzeyinde piramit şeklinde ışıklı iki tümsek belirdi ve bir saat içinde sönerek kayboldu. 11 Eylül 1967’de ise Ay’a ilk ayak basılan yerde görülen kara bir bulutun sonradan mor renge dönüştüğü gözlendi. Olay Montrealli bir astronom tarafından NASA’ya bildirilmişti.

Bazı bilim adamlarına göre iç yoğunluğunun yüzeyinden farklı olmasının tek mantıklı açıklaması Ay’ın içinin boş olmasıdır. Gerçekten Ay’ın içi boş olabilir mi? Dünyaya sadece bir yüzünü gösterecek biçimde dönüyor olması da bir başka gariplik sayılmaktadır. Peki ya Ay’da hiç su bulunmamasına rağmen, NASA’nm saptadığı Ay yüzeyini kaplayan su buharına ne demeli? Arizona’daki Amerikan Meteorit müzesi müdürü Dr. H. H. Nininger Ay’da 20 mil uzunluğunda bir cam duvarın bulunduğunu açıklamıştır.

Nininger’e göre bu cam duvar ve bu bölgede bulunan iki yapay krater Ay’ın derinliklerine inen tünel sistemi ile ilişkilidir. (Science Sgest-Kasım 1952) Apollo 15 astronoüarmdan James lrwin ve David Scott, Ay üzerindeyken tanımlamayan uçan bir cisim gördüklerini belirtmişlerdir. Daha sonra NASA görevlilerinden Dr. Faruk El Baz da onların bu tanıklığını doğrulamıştır. Uydumuz Ay’da olagelen gariplikler o kadar çok ki, bunları yanıtlamadan sadece sıralamak bile kendiliğinden ortaya çıkan bir sonuca neden oluyor gibi…