Edebiyat Tarihi Nedir
Edebiyat Tarihi Nedir
Edebiyat Tarihinin Özellikleri
Edebiyat Tarihinin İşlediği Konular
Edebiyat Tarihi Hangi Konuları İnceler
Edebiyat Tarihinin Kapsamı
Edebiyat tarihi kavramının herkes tarafından ortak kabul edilmiş bir tanımı bulunmamaktadır. Ancak Gustave Lanson’un batı edebiyatında bu alanda ortaya koyduğu görüş temel çıkış noktası olmuştur. Lanson’un, edebiyat tarihini medeniyet tarihinin bir bölümü olarak nitelemesi Türk edebiyatında da Fuad Köprülü’nün aynı düşünceyi benimsemesi ortak düşünceyi belirtmesi açısından önemlidir. Edebiyat tarihi çalışmalarının farklı metotlar çerçevesinde gerçekleşebilmesi ortak bir tanımın yapılmasını da güçleştirmektedir. Fuad Köprülü “Türk Edebiyat Tarihinde Usul” başlıklı yazısında edebiyat tarihinin tanımını yaparken : “bir milletin edebiyatının asırlar boyunca gösterdiği tekâmülü tam olarak inceleyen; edebî oluş ve cereyanları bir bütün olarak ele alıp onların siyasî, İçtimaî, ruhî ve fikrî muhit ve şartlarla ilgi ve münasebetini tayin ederek ve estetik değerini belirterek açıklayan bir bilim dalı” cümlelerini kullanmaktadır.
Kayahan Özgül’ün “Edebiyat Tarihine Manifestik Bir Bakış” başlıklı makalesi edebiyat tarihi yazımı hususunda var olan durumun tespiti ve yazılmış olan edebiyat tarihlerinin ne derece edebiyat tarihi niteliği taşıdıkları üzerine önemli değerlendirmelerin yer aldığı bir çalışma olması münasebetiyle, edebiyat tarihi çalışmalarındaki eksiklik ve hataların ortaya konduğu dikkate değer bir makaledir. Ayrıca Nuri Sağlam’m “Medeniyet Tarihimizin En Girift Labirenti: Türk Edebiyatı Tarihi” başlıklı makalesi ile Salih Okumuş ve İdris Şahin’in ortaklaşa kaleme aldıkları “Tanzimat’tan Günümüze Edebiyat Tarihi Yazarlığı ve Edebiyat Tarihleri Üzerine Bir İnceleme” başlıklı makale ve diğer yapılan çalışmalar Türk edebiyatı için bu alanda ciddi bir boşluk olduğunu göstermeleri açısından önemlidirler.
Eski edebiyatımız içerisinde tam olarak edebiyat tarihi kavramım karşılamasa da tezkirelerin bu işlevi yerine getirdiğini söylemek mümkündür. İlmî metottan uzak olan tezkireler, yazarının dönemi içerisinde sübjektif değerlendirmeler yapmasmdan ötürü edebiyat tarihi kavramım tam olarak karşılamamaktadır. Tanzimat ile birlikte başlayan süreçte Şinasi’nin edebiyat tarihi yazımı ile ilgili vurgusu söz konusu olsa da kendisi bu hususta muvaffak olamamıştır. Tanzimat edebiyatı döneminde ilk olarak bu alana yönelen sanatkârlarımız çeşitli çalışmalara imza atmışlardır. Ziya Paşa’nın hazırladığı Harabat adlı antolojinin ön sözü edebiyat tarihi açısından önemlidir. Namık Kemal’in sert eleştirilerine maruz kalan bu eser Orhan Okay’a göre Türk edebiyatı tarihçiliğinin başlangıcı olarak kabul edilebilecek bir eserdir. Daha sonra Türk edebiyatı içerisinde edebiyat tarihi bağlamında birçok eser yayınlanmıştır. Bu eserleri zikredecek olursak:
Ebuzziya Tevfik’in “Numûne-i Edebiyat-ı Osmaniye” adlı eseri” 1879 yılında yayınlanır. Daha sonra Muallim Naci’nin “Osmanlı Şairleri” (1307) ve “Esami” (1308) adlı eserleri çıkar. Mehmet Celal’in “Osmanlı Edebiyatı Numuneleri” (1893) şahsiyetler etrafında örülü eserler olmaları münasebetiyle edebiyat tarihi yazımında öncü eserlerdir.
Abdülhalim Memduh’un edebiyat tarihi adını taşıyan ilk eser olma özelliğini de barındıran 1889 tarihli “Tarih-i Edebiyat-ı Osmaniye” adlı eseri bu noktada bir ilktir. Üç bölümde kaleme alman eserde birinci bölüm dil ve edebiyat hakkındaki genel değerlendirmeleri içerisinde barındırırken diğer iki bölüm şahsiyetler üzerinden yapılan değerlendirmeler ile gerçekleştirilmiştir. Daha sonra aynı isimle birkaç eser daha yayınlanır. Şahabeddin Süleyman’ın “Tarih-i Edebiyat-ı Osmaniye” (1912)adlı eseri ve Faik Reşad’ın“Tarih-i Edebiyat-ı Osmaniye” adlı eserleri mevcuttur. Faik Reşad’ın eseri üç cilt olarak tasarlanmışsa da sadece birinci cildi yayınlanabilmiştir. Ali Ekrem’in “Tarih-i Edebiyat-ı Osmaniye’mi328) adlı eseri ise ders kitabı olarak kaleme alınmıştır. Şahabeddin Süleyman ile Fuad Köprülü’nün hazırladıkları “Yeni Osmanlı Tarih-i Edebiyatı” (1914) adlı eserin tek cildi yayınlandığından eser ancak Lale Devri’ne kadar olan kısmı kapsamaktadır.
Bilimsel ve akademik olarak ilk edebiyat tarihi ise Fuad Köprülü’nün 1921 yılında yayınladığı ve 1926 yılında ise değişiklik ve ilavelerle son şeklini kazanan eseri “Türk Edebiyatı Tarihi” adlı eseridir. Bugün edebiyat tarihi alanında var olan temel tasnifin Fuad Köprülü’nün bu eserinde ilk kez belirlendiğini ve genel kabul gördüğünü söylemek mümkündür. Daha sonra yine bir ders kitabı olarak hazırlanan İbrahim Naci Dilmen’in “Tarih-i Edebiyat Dersleri” (1338) adlı çalışması yayınlanır. İsmail Habib Sevük’ün “Türk Teceddüd Edebiyatı Tarihi” (1924) adlı eseri Cumhuriyet döneminin aynı zamanda ilk edebiyat tarihi çalışmasıdır. İsmail Hikmet Ertaylan’ın “Türk Edebiyatı Tarihi” (1925) adlı eseri Tanzimat sonrası Türk edebiyatını ele alan bir başka eserdir. Daha sonra Sadettin Nüzhet’in “Tanzimata Kadar Muhtasar Türk Edebiyatı Tarihi ve Numuneleri” (1931) adlı çalışması bulunmaktadır. Agah Sim Levend’in “Edebiyat Tarihi Dersleri” (1932) adlı eseri latin alfabesiyle kaleme alınmış olması bakımından bir ilki teşkil etmektedir.
Mustafa Nihat Özön “Metinlerle Muasır Türk Edebiyatı Tarihi” (1934) adlı eserinde örnek metinlerden hareketle bizde edebî türlerin gelişimi hakkında bilgi vermiştir. Orhan Rıza’nın liseler için hazırladığı özet mahiyette olan “Türk Edebiyatı Tarihi” (1934) adlı eseri de aynı dönemlerde yayınlanır. Nihat Sami Banarlı ile Hıfzı Tevfik Gönensay’ın birlikte hazırladıkları “Türk Edebiyatı Tarihi” (1942) iki ciltlik bir eserdir. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “19.Asır Türk Edebiyatı Tarihi” (1942) adlı çalışması belirli bir yüzyılı ele alması açısından diğerlerinden farklılaşır. Aynı zamanda uyguladığı metot ile de Fuad Körülü’nün ifade ettiği şartlan taşımaktadır ki daha İlmî ve akademik bir hüviyete sahiptir.
Nihal Atsız’ın “Türk Edebiyatı Tarihi” (1943) adlı eseri Selçuklular’a kadar olan dönemi kapsayan bir çalışmadır. Hıfzı Tevfik Gönensay’ın ‘Türk Edebiyatı Tarihi” (1944) ve Nihad Sami Banarlı’nın “Resimli Türk Edebiyatı” (1948) daha sonra müstakil hazırladıktan eserlerdir. Vasfi Mahir Kocatürk tarafından bu dönemde kaleme alman ancak vefatından sonra neşredilen “Büyük Türk Edebiyatı Tarihi” (1964) adlı eseri de önemli edebiyat tarihlerimiz arasında yer almaktadır. Daha sonra Ahmet Kabaklı’nın beş ciltlik “Türk Edebiyatı” (1965) çalışması karşımıza çıkmaktadır. Agâh Sim Levend’in altı cilt olarak tasarladığı ancak iki cildini yayınlayabildiği “Türk Edebiyatı Tarihi” (1973) yarım kalmış bir çalışma olarak bulunmaktadır. Kenan Akyüz’ün “Modem Türk Edebiyatının Ana Çizgileri” adlı eseri bir edebiyat tarihi olmasa da özet mahiyette bilgilerin yer aldığı bir çalışmadır. Ramazan Korkmaz’ın editörlüğünde çeşitli akademisyenleri yazdığı “Yeni Türk Edebiyatı El Kitabı” edebiyat tarihi olmaktan öte sınırlan çizilmiş olan Tanzimat sonrası Türk edebiyatının yakın döneme kadar değerlendirilmesini içeren bir eser olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca Orhan Okay’ın “Batılılaşma Devri Türk Edebiyatı” başlıklı çalışması da 19. Yüzyılda gerçekleşen değişimlerin değerlendirilmesinin yer aldığı edebiyat tarihi olmasa da o mahiyette değerlendirilebilecek bir eserdir.
Talat Sait Halman’ın editörlüğünde Kültür Bakanlığından çıkan ‘Türk Edebiyatı Tarihi” (2007) adlı çalışma yorum ve eleştiri merkezli “yeni tarihselcilik” bağlamında hazırlanmış dört ciltlik bir edebiyat tarihidir. Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra Sadık Tural başkanlığında hazırlanan “Türk Dünyası Edebiyat Tarihi” (2001-2007) geniş hacimli bir eser olması münasebetiyle ve Türk dünyasını da içine alan yapısından ötürü oldukça önemlidir.