Gizemli Ayers Kayası Aborjinlerin İnandığı Gibi Büyük Bir Kitabe mi

Gizemli Ayers Kayası Bir Kitabe mi

Eğer karada bir buzdağı görmek isterseniz Avustralya’nın tam orta yerine gitmelisiniz. Avustralya’nın kuzey bölgesindeki Âlice Spiring’e dört saat mesafede bulunan bu doğa oluşumu tüm ihtişamı ve kutsallık rolü ile çölün orta yerinde yükselmektedir. Yerliler, onun canlılığına ve gücüne duydukları saygı nedeniyle 347 metrelik bu dev oluşumu kutsal ilan etmişlerdir. Ayers kayası yerlilerin gözünde Tanrı’nın izniyle orada durmaktadır ve kendisini ziyarete gelenlere Tanrı’yı hissettirmekle görevli bir elçidir. Bu yüzden turistlerin onun tepesine tırmanmasını, hatıra olsun diye ondan bir küçük parça koparmalarını müthiş bir saygısızlık olarak algılarlar.

Aborjinlere göre bu kutsal kaya uzaktan sessizce izlenmeli ve onun güneş ışıkları altında bir gün içinde büründüğü bin bir renk bilgelikle izlenmelidir. Gün doğumu ve gün batımı saatlerinde pembeden leylak tonlarına kadar değişen renkleriyle Ayers, bir kayadan ziyade, eşsiz bir süs eşyası gibidir. Gerçekten de bütün bir gün boyunca güneşin etkisiyle sürekli kostüm değiştiren bir manken edasıyla rengârenk giyinip soyunur Ayers kayası.

Avustralya yerlileri Aborjinlerin dilinde “gölgeli yer” anlamına gelen Ayers kayası dünyadaki en gizemli ve en büyük monolit (tek parça taş) olma özelliğini taşır. Milli park Uluru’nun sınırları içindeki dev Ayers taşının çevresini dolaşmak için 9 kilometre yol kat etmek, dibini görmek içinse toprağın 6 kilometre derinine inmek gerekir. Hintlilerin kutsal Ganj nehri neyse, Aborjinler için de Ayers kayası odur.

Avustralya’nın dört bir köşesinden ibadet etmek için buraya gelen Aborjinler, zihinlerindeki yaralı anılarının burada iyileştiğine inanırlar. Bu sayede bilinçaltlarındaki gerçek olmayan kâbuslardan kurtulacak, barış ve sevgi dolu gerçek bir dünyaya gözlerini açacaklardır. Ayers kayasının Aborjinlerin inançlarındaki yeri sonsuz kutsal tanımlamalarla bezenmiştir. Yerliler bu kayanın büyük bir kitabe olduğuna inanırlar.

İnsanlığın ve dünyanın geçirdiği tüm aşamalar bu kayada kayıtlıdır. Bu yüzden Ayers kayası aynı zamanda bir dünya kütüphanesi gibidir. İnsanlara aynalık ederek onların kurtulmak istedikleri korkularıyla yüzleşmelerini sağlayan dev kristal bir ayna gibidir Ayers.

Peki, Ayers kayasına yerlilerce yüklenen bu misyonda hiç gerçeklik payı yok mudur? Belki onların inançlarına biraz literatürü  değiştirerek bakmamız gerekebilir. Örneğin, Aborjinlerin deyişiyle dünya kütüphanesi olan bu kaya, bir jeoloğun gözünde tüm jeolojik zamanların bilgilerini içeren bir oluşumdur. Onun her katmanı adeta sıkıştırılmış, konserve edilmiş bir jeolojik zamanın bilgisini içerir. Yani okumasını bilene Ayers kayası gerçekten bir kütüphanedir.

Ona yüklenen anlam ne olursa olsun Ayers kayası dünyanın en gizemli oluşumlarından biri olmaya devam edecektir. Hiç eğitim görmemiş, hiç okula gitmemiş yerlilerin inançlarında çağdaş dünya biliminin izlerine rastlamak ise bu gizemin daha da artmasına neden olmaktadır.