Gün Doğmadan Neler Doğar Atasözünün Açıklaması Anlamı Hikayesi Kısa
Gün Doğmadan Neler Doğar Atasözünün Açıklaması
Gün Doğmadan Neler Doğar Atasözünün Anlamı,
Gün Doğmadan Neler Doğar Atasözünün Hikayesi Kısa,
Gün Doğmadan Neler Doğar Atasözünün Öyküsü
GÜN DOĞMADAN NELER DOĞAR ATASÖZÜNÜN ANLAMI
- Yarının kime ne getireceği hiç belli olmaz. İyi giden şeyler, kötüleşebilir; kötü giden şeyler, iyileşebilir.
GÜN DOĞMADAN NELER DOĞAR ATASÖZÜNÜN HİKAYESİ
Yoksul ve işsiz bir delikanlı İstanbul’a çalışmaya gelir. Arar, tarar, çalmadık kapı bırakmaz; iş bulamaz yine de. Bu arada elindeki para da tükenir. Artık memleketine dönmekten başka çaresi kalmamıştır ama işin kötüsü, dönüş bileti alacak parası da kalmamıştır.
Mezarlıklarda yatıp kalkmaya başlar.
Bir gece, “Ne yapacağım ben?” diye kara kara düşünerek daldığı uykudan bir gürültüyle uyanır. Daha güneş doğmamıştır, ortalık yeni yeni ağarmaktadır. Başını yavaşça kaldırıp baktığında, üç-beş mezar ötede, birkaç hırsızın çaldıkları altınları pay etmeye çalıştıklarını görür.
Şaşkınlıkla toparlanmaya çalışırken yerdeki kurumuş bir dal parçasının üstüne basar. Çıkan gürültü üzerine hırsızlar neye uğradıklarını şaşırıp çil yavrusu gibi dağılırlar.
Delikanlı, merakla hırsızların toplandığı yere gittiğinde gözlerine inanamaz. Ağzı açık bir torbanın içinde çil çil altınlar durmaktadır. Basıldıklarını sanan hırsızlar, çaldıkları her şeyi bırakıp kaçmışlardır.
Ürkek bakışlarla çevresine bakan deli
kanlı ortada kimsenin olmadığını görünce torbanın ağzını kapatıp hemen oradan uzaklaşırken şaşkınlık içinde:
“Vay be! Gün doğmadan neler doğarmış!” diye mırıldanmaktadır.