Halid Ziya Uşaklıgil Solgun Demet Hikayesinin Konusu Özeti İncelemesi
Halid Ziya Uşaklıgil Solgun Demet Hikayesinin Konusu
Halid Ziya Uşaklıgil Solgun Demet Hikayesinin Özeti
Halid Ziya Uşaklıgil Solgun Demet Hikayesinin İncelemesi
Kitaba adını veren ve kitabın ilk hikâyesi olan Solgun Demet, birinci tekil şahıs ağzından mektup tekniğinden yararlanılarak yazılmış bir hikâyedir. Yazar, aile konulu bu eserinde, eşinin kendisini aldattığını bir solgun demet vasıtasıyla anlayan bir kadının duygularını ve yaşadığı sıkıntıları yansıtır. Halid Ziya, eşine duyduğu sevgiye karşılık bulamayan ve bunun üstüne bir de aldatılan anne olan bir eşin feryatlarını duygusallığın en yoğun olarak hissedildiği şiirsel bir üslupla kaleme almıştır. Kadının, ihanet korkuları içinde ama bir o kadar da hüzünle dolu duygularla annesine yazdığı mektup şöyle son bulur:
“İşte bu sabah anneciğim! Güya hiçbir şey olmamışçasına zabt-ı nefs ederek onun odasına girdim, elbiselerini süpürdüm, giydirdim, kapıya kadar indirdim; sonra odama çıkarak size bu satırları yazdım(… fakat öyle zannediyorum ki bu solgun şeylerin üstüne sizin gözlerinizden bir katre yaş düşecek olursa onlara bir jale-i teselliyet gibi kuvvet verecek.”