Kahraman Tazeoğlu Mor Kitap Özeti

Kahraman Tazeoğlu Mor Kitap Özeti

“Mor” 2016 yılında Destek Yayınları’ndan çıkan 216 sayfalık bir roman. “Mor” kitabının yazarları Kahraman Tazeoğlu ve M. H. Kan İki ortak yazarın yazmış olduğu “Mor” yine aşkı, acıyı, sevmeyi, sadakati, özlemeyi… anlatıyor. Türk edebiyatının usta yazarlarından olan Kahraman Tazeoğlu’nun mükemmel anlatımını diğer kitaplarında olduğu gibi “Mor” kitabında da görüyoruz.

Kahraman Tazeoğlu ve M. H. Kan’ın yazmış olduğu MOR kitabından küçük bir bölüm. 

“Gerçekten bu tartışmaya girecek miyiz? Babamın kimya profesörü olduğunu hatırlatırım” dedi Yusuf. Sonra da yapmacık bir edayla kaşlarını çatarak kafasını tavana kaldırdı. “Ama doğru…” diye devam etti. “Bunu zaten biliyorsun. Çünkü yıllardır onunla çalışıyordun.”

“Senin gözünde bir hainim değil mi?”

“Estağfurullah…” dedi Yusuf ellerini iki yana açarak. “Ne alakası var?”

“Bak Yusuf!” derken tekrar ayağa kalkmıştı Asena. İlk kez yüzbaşıya adıyla hitap ediyordu ve delikanlı buna garip bir heyecanla sevinmişti. Ama tabii ki bunu belli etmeye de hiç niyeti yoktu. O da ayağa kalkıp parmaklıklara yaklaştı. Şimdi, aralarında paslı demirler olmasına rağmen burun buruna duruyorlardı.

“Benim halkımla seninki arasındaki savaş hakkında günlerce konuşabiliriz” diye devam etti genç kız. “İstersen bir ara bunu da yapalım, çünkü uzun süre orada kalacaksın. Zamanımız bol yani…”

“Hımmm… hımmm…” diye homurdandı yüzbaşı.

“Ama bugün gelişim, bununla ilgili değil.”

“Ya neyle ilgili Asena?”

“İkimizle…”

Yusuf, karşısındakini tartan bir köpek gibi kafasını yana yatırıp, gözlerini kızmkilere dikti. İkimiz demişti Asena. Ne demek istiyordu ki?

“Dinliyorum” diye cevap verdi neden sonra.

**************

Yusuf, olduğu yerde dönerek ayağa fırladı. Dışarı çıkma fikri ayılmasına fazlasıyla yetmişti; hele bir de ne demişti Asena? Birlikte…

Kafasını indirip kıza baktı. Az önce kendisinin uyuduğu hücre zeminine çömelmiş, gözlerini heyecanla yukarı devir­miş, artık ayakta olan Yusuf’a bakıyordu. Onun arkasında, hücre kapısının önünde birisi daha olduğunu neden sonra fark etti delikanlı. Sarışın, mavi gözlü bir kadındı. Slavlara benziyordu. Asena’dan bile daha gergindi ve korkuyla sürekli etrafına bakıyordu.

“Defolup gidince yaparsınız kavuşma töreninizi, acele edin artık! Ne ağır uykusu varmış seninkinin böyle?” “Yukarıdakiler deliksiz uyuyorlar Ivana” dedi Asena. “Uykudan en yüksek verimi almak için…”

“İyi…” dedi kadın hızla kafasını sallayarak. “Sonsuza kadar uyumak istemiyorsanız, kaldırın kıçınızı artık!”

Yusuf, sessizce ikisini izliyordu. Ivana denen kadının kendilerine yardım ettiği belliydi ama bunu pek iyi niyetle yapıyormuş gibi de değildi. Asena’yı da Yusuf’u da sevmedi­ği her halinden anlaşılıyordu. Bu durumda iki ihtimal geldi yüzbaşının aklına: Ya Asena bu kadının yardımını zorla elde etmişti, elinde ona karşı bir koz falan olmalıydı; ya da kendi kaçışlarından bu kadın bir çıkar sağlayacaktı.

“Kaldıralım…” dedi, diğer İrisinden de daha sakin bir sesle. “Ama nereye gidiyoruz.”

“Adım adım…” diye cevap: verdi Asena. “Önce kimseye görünmeden bir çıkalım şuradan.”

Kahraman Tazeoğlu ve M. H. Kan’ın kalem aldığın “MOR” kitabı tavsiye ettiğimiz kitaplardandır.