Sabah Yolcuları Kitap Özeti

Feyza Hepçilingirler’i edebiyat dünyasına tanıştıran ilk kitap olan Sabah Yolcuları, Fava, Hoş Geldiniz Çocuklar ve Sabah Yolcuları başlıklı üç bölümde 15 hikâyeyi bir araya getiriyor. Fava, Ayvalık’ta, kocası tarafından terkedilmiş, zeytin toplayıcısı bir kadının dramını anlatır; tek dayanağı kızı Fatoş
, sürekli bakliyat yemekten zehirlenecektir. Sızı, Sancı Her Gece, yoksul karı-koca Filiz’le Haluk’un sıkıntılarından bir kesit sunar; iki çocuğuna “babaanne”nin bakmak zorunda kaldığı Filiz, bir yandan “kadınlık memuriyeti”ni, öte yandan üçüncü bir çocuk doğurmayı göze alamayacağı için “kürtaj”ı sorgulamaktadır. Menekşe’nin Bebesi, sekiz aylık bebeğini doktora götürürken kaybeden bir annenin trajik hikâyesini aktarır; Fatoş bebek yolda ölecek, Menekşe, “ölü”yü hastanede bırakmamak için kundağı bağrına basarak kasabasına dönecektir. Yaşamdır Yenilenen, ölüm eşiğindeki Zeynep’in geçmişe dönük muhasebesini hikâyeleştirir. Dikenli Terlikler, babası hapse düştükten sonra Amerika’ya giden İsmail’in, hizmetçilik yapan annesine gönderdiği “plastik dikenli masaj terlikleri” dolayısıyla annenin şaşkınlığını hikâye eder. Hoş Geldiniz Çocuklar, İngilizce öğretmeni Sibel Derya’nın, okulun ilk günündeki içsel yolculuğunu aktarır. Ben Yalancı mıyım?, küçük bir kız çocuğunun kendi kendine kurduğu hikâyeler dünyasıyla, büyüklere yabancılaşmasını hikâyeleştirir. Gel Birlikte, yazar bir babanın, yazacağı hikâyeyi kızıyla birlikte oluşturmasının, hikâyenin yazımıyla koşut ilerleyen hikâyesidir. Piçali Yazanağı, çocuk Ali’nin “piç”in anlamını öğrenerek annesini suçlaması sonucunda intihar eden anneyi ve bu suçlulukla baş başa kalan Ali’nin dramını yansıtır. Bize Gülmek Yaraşır, bir yoksul ölümünün hikâyesini, komşu, baba, anne, kız kardeş ve arkadaş olmak üzere beş ayrı kişinin tanıklığıyla ve soruşturma tarzında aktarır. Sabah Yolcuları, bir belediye otobüsü şoförünün, yolculardan bir genç kızın dikiz aynasına yansıyan yüzüne dalarak çıktığı içsel yolculuğu-düşleri hikâyeleştirir. Yumuşak Meydan Okuyor, başının üstündeki “yay”ı atıp kurtulmak isteyen “yumuşak g”nin hikâyesidir. “Yağmur Sıcağı” bir tatil kasabasındaki anlatıcı’nın, kafasında kişileştirdiği tiplerle yaşam üstüne bir dizi tartışmayı aktarır. Bir Damga Belki, dış dünyaya tümüyle kapalı bir yalnızlığın “alıp verme”ler halinde yaşanan bungunluğunu yansıtır. Kitabın son hikâyesi Yağmurla Giden, 38 yıllık bir sigara tiryakisinin, sekiz yaşındaki bir çocuğu sigara içerken görmesi üstüne giriştiği muhasebenin hikâyesidir.