Tekkeyi Bekleyen Çorbayı İçer Atasözünün Hikayesi ve Anlamı
Tekkeyi Bekleyen Çorbayı İçer Atasözünün Anlamı ve Hikayesi
Anlamı:
Sabırla bekleyen kişi istediği sonucu elde eder.
Hikayesi:
Anadolu da herkesin sevip saydığı, sohbetinde bulunmak için birbiriyle yarıştığı bir şeyhin, günün birinde bir tekkede ders vereceği duyulmuş. Şeyh, kendisine mürit olmak isteyenlerin bahçede beklemesini emir buyurmuş. Bu fırsatı kaçırmak istemeyen halk hemen tekkenin bahçesini doldurmuş. Öyle ki yerlerde yer bulamamışlar, ağaçlara tırmanıp beklemeye başlamışlar. Hava da nasıl soğukmuş. İnsanlar soğuktan titreyerek saatlerce beklemişler. Üç saat olmuş, beş saat olmuş, belli ki şeyhin geleceği yokmuş.
Kendi aralarında “Yahu en azından tekkenin kapısını açık bıraksaydı. Şu soğukta bahçede beklenir mi?” diye söylenmeye başlamışlar. Akşam güneş batarken bahçede bekleşenlerin çoğu evlerinin yolunu tutmuş. Bir kısmı da ne olursa olsun şeyhe mürit olma fırsatını kaçırmamak için soğuk havaya aldırmadan beklemeye devam etmiş. Gün ışımış, hâlâ şeyh görünürlerde yokmuş. Bekleyenlerin bir kısmı daha vazgeçmiş, işlerinin başına dönmüş. Bahçede üç beş kişi kalmış. Onlar da akşama kadar beklemişler. Ne gelen varmış, ne giden. Soğuk desen insanın içine işliyormuş. Bir de yağmur bastırmamış mı? Donlarına kadar ıslanmış zavallılar.
Daha fazla beklemeye dayanamayıp biri hariç hepsi bahçeden ayrılmışlar. Son kalan kişi o şartlar altında beklemeye devam etmiş. Gece olmuş, yağmur kara çevirmiş. Gündüz olmuş, karın yüksekliği beş karışı bulmuş. Ama şeyhe mürit olma aşkıyla yanan genç, yerinden bile kıpırdamamış. Sabah güneş doğduktan sonra bir ara bir taşa başını koyup uyuklamış. O sırada yüzünün ısınmasıyla gözünü açmış. Baksa ki, karşısında şeyh efendi gülümseyerek ona bakıyor. Elinde bir tas sıcacık çorba. “Haydi kalk evlat,” demiş şeyh, “tekkeyi bekleyen çorbayı içer. Sabır testini geçtin. Bundan böyle benimlesin.”
İşte böyle, insan bir istediğine ulaşmak için dişini sıktı mı, önüne çıkan engellere göğüs gerdi mi, sıkıntılara takat gösterdi mi, istediği mutlu sona mutlaka ulaşır. Önemli olan sabredebilmektir.